10 Aralık Uluslararası İnsan Hakları Günü, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de insan hakları ihlallerinin konuşulduğu önemli bir gün oldu. Bu yıl da barolar tarafından yapılan açıklamalarda, insan hakları ihlallerinin sistematik hale geldiği ve mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı. Özellikle İzmir Barosu’nun açıklamaları dikkat çekti.
İzmir Barosu, Alsancak’taki baro binası önünde basın açıklaması düzenledi. Basın metnini İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Erdem Oktar okudu. Oktar, 76 yıl önce kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin bugün uygulanmakta yetersiz kaldığını belirterek dünya ve Türkiye genelinde ihlallerin arttığını ifade etti.
Dünyada İnsan Hakları Krizi: Savaşlar ve Mülteci Dramı
Oktar, dünyada insan hakları krizinin derinleştiğini belirterek şu noktalara değindi:
- İsrail’in Filistin ve Lübnan’a yönelik saldırıları: Oktar, İsrail’in sivil yerleşim bölgelerini hedef alarak yaşam hakkını ihlal ettiğini söyledi.
- Mültecilerin durumu: Ortadoğu’dan Avrupa’ya ulaşmaya çalışan mültecilerin yardım çağrılarının görmezden gelindiğine dikkat çekildi. Mültecilerin insanlık dışı koşullarda tutulması ve sınır dışı edilmeleri eleştirildi.
- Küresel otoriterleşme: Oktar, otoriter rejimlerin yükselişi ve nefret söylemlerinin arttığına dikkat çekerek, insan hakları mücadelesinin kritik bir noktaya geldiğini belirtti.
Türkiye’de İnsan Hakları Karnesi: Zayıf Notlar
İzmir Barosu’nun açıklamasında Türkiye’deki insan hakları ihlalleri de gündeme getirildi. Oktar, şu örneklerle ihlallerin sistematik hale geldiğini ifade etti:
- Kadına Yönelik Şiddet: Kadına yönelik şiddetle mücadelenin sembolü olan 25 Kasım sonrasında hak savunucularına yönelik baskıların arttığı belirtildi.
- LGBTI+ Hakları: Oktar, siyasi söylemlerle LGBTI+ bireylerin hedef gösterilmesinin ve nefret söylemlerine maruz kalmalarının ayrımcılığı körüklediğini söyledi.
- Kayyım Atamaları: Seçimle gelen belediye başkanlarının yerine kayyım atanmasının halk iradesinin gaspı olduğu vurgulandı.
- Gezi Davası ve Can Atalay: Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına rağmen Gezi davasında tutuklu hak savunucularının serbest bırakılmaması ve Can Atalay’ın cezaevinde tutulması, adalet sistemindeki sorunları gözler önüne seriyor.
- Yaşam Hakkı İhlalleri: İzmir’de iki vatandaşın yağmur suyuna temas eden elektrik akımı nedeniyle hayatını kaybetmesi, insan hayatının değersizleştirildiğinin bir başka örneği olarak gösterildi.
“Mücadeleye Devam Edeceğiz”
Son olarak, Oktar ve İzmir Barosu, insan hakları ihlallerine karşı mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini belirtti. “Ülkemizin insan hakları karnesi ne yazık ki zayıflarla dolu, ancak bu karanlık tabloyu değiştirmek için var gücümüzle mücadelemizi sürdüreceğiz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.