Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » İğneada Longoz Ormanları’ndaki Sel Felaketi: Adaletin Tıkanan Yolları ve Devlet-Mülkiyet İlişkisi
    Güncellendi:8 Ekim 2024, 18:41

    İğneada Longoz Ormanları’ndaki Sel Felaketi: Adaletin Tıkanan Yolları ve Devlet-Mülkiyet İlişkisi

    D. Şener YıldırımD. Şener Yıldırım8 Ekim 2024, 18:33
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    2023 Eylül ayında Kırklareli’nin İğneada bölgesinde meydana gelen sel felaketi, altı kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlandı ve geride büyük bir toplumsal travma bıraktı. Sisli Vadi olarak bilinen turistik tesiste gerçekleşen bu olay, sadece doğal bir felaketin değil, aynı zamanda insan ihmali ve adaletsizliklerin bir araya geldiği bir trajediyi gözler önüne serdi. Şu anda devam eden yargı sürecinde ise aileler, adaletin yerini bulması için yoğun bir çaba sarf ediyor. Ancak bu trajedinin ardında yatan asıl mesele, devletin mülkiyet ilişkileri ve iktidar ile sermaye sahipleri arasındaki kirli işbirliğinden başka bir şey değil.

    Selin Gerçek Yüzü: Kaçak Tesisler ve İhmaller Zinciri

    Sisli Vadi’de meydana gelen sel felaketinde yaşamını yitiren altı kişi, doğrudan devletin ve yerel yönetimlerin göz yummasıyla büyüyen ihmaller zincirinin kurbanları oldu. Tesisi işleten iş insanı Bülent Bayrak, kaçak bir yapı inşa ederek bölgenin doğal yapısını bozmuş, ruhsatsız bir şekilde faaliyet göstermişti. Daha da kötüsü, bu kaçak yapılaşma Kırklareli Valiliği’nin bilgisi dahilindeydi ve uzun yıllar boyunca herhangi bir denetime tabi tutulmadı. Bu durumda Bayrak, yalnızca bireysel bir sorumlu olarak değil, devletin denetimsizliğinin ve yerel yöneticilerle kurduğu yakın ilişkilerin yarattığı bir sistemin temsilcisi olarak karşımıza çıkıyor.

    Mahkemeye sunulan savcı mütalaasında, sel felaketinde hayatını kaybedenlerin, bungalov evlerin dere yatağına inşa edilmesi ve herhangi bir mühendislik çalışması yapılmaması nedeniyle sulara kapıldığı belirtiliyor. Bu durum, bir doğa olayının değil, öngörülebilir ve önlenebilir bir felaketin yaşandığını gösteriyor. Ancak bu gerçeklere rağmen, soruşturmanın başlangıcında devlet yetkilileri ve kamu görevlileri, felaketi “taksirle ölüme sebebiyet verme” gibi daha hafif suçlarla örtbas etmeye çalıştı.

    Adaletin Tıkanan Yolları: Devlet ve İktidarın Oynadığı Oyunlar

    Bu olay, Türkiye’de sıkça karşılaşılan devlet-sermaye ilişkilerinin bir yansımasıdır. Tesis sahibi Bülent Bayrak’ın Kırklareli Valiliği ve adliye ile kurduğu yakın ilişki, yalnızca kaçak yapılaşmayı mümkün kılmamış, aynı zamanda yargı sürecinin de manipüle edilmesine neden olmuştur. Valilik ve adli makamların, Bayrak’ın sahibi olduğu tesiste piknik düzenlemesi, kamu görevlilerinin sermaye sahipleriyle iç içe geçmiş olduğunu ve halkın çıkarlarını değil, sermayenin çıkarlarını koruduklarını göstermektedir. Olayın ardından ailelerin yaşadığı “sinir harbi”, adaletin yavaş işlemesinin ve devletin adaletsizliği örtbas etmeye yönelik girişimlerinin bir sonucu.

    Devlet, bu tür olaylarda genellikle “kurtarıcı” rolüyle sahneye çıkarken, aslında sorunların kaynağını oluşturuyor. Kaçak tesislerin inşa edilmesine göz yuman kamu görevlileri, felaketin sorumlusu olmasına rağmen, adalet mekanizmasını kontrol altına alarak sürecin yavaşlamasını sağlıyor. Dönemin Kırklareli Valisi Osman Bilgin ve ardından gelen Vali Birol Ekici’nin görevden alınması, aslında bir cezalandırma değil, yalnızca halkın tepkilerini yatıştırmak için yapılan sembolik bir hamledir. Bu kişiler, görevlerinden alınsalar da devletin içindeki korumacı yapının bir parçası olarak başka yerlere atandılar.

    Savcı Mütalaası ve Yeni Bir Umut

    Ancak tüm bu olumsuzlukların ardından, aileler için küçük de olsa bir umut ışığı belirdi. Savcı Uğur Öztürk tarafından hazırlanan yeni mütalaada, sanıkların “olası kastla ölüme sebebiyet verme” suçlamasıyla yargılanması gerektiği belirtildi. Bu suçlama, olayın ciddiyetini ve ihmaller zincirinin büyüklüğünü daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Savcı Öztürk, tesisin bulunduğu alanın doğal felaketlere açık olduğunu ve daha önce de sel felaketlerinin yaşandığını belirterek, bu durumun öngörülebilir olduğunu vurguladı. Bu noktada, Bayrak’ın ve diğer sorumluların yalnızca ihmalkar davranmadıkları, aynı zamanda felaketin gerçekleşme olasılığını bilerek harekete geçtikleri iddiası oldukça önemlidir.

    Bu gelişme, ailelerin yıllardır beklediği adaletin belki de ilk adımı olabilir. Ancak burada asıl soru, yargı mekanizmasının bu süreci gerçekten adil bir şekilde yürütebilecek kapasiteye sahip olup olmadığıdır. Yargılamayı yürüten hakim ve savcıların, sanıklarla olan ilişkileri göz önüne alındığında, adaletin tam olarak yerine getirilmesi konusunda şüphe duyuluyor. Mahkeme başkanı Hüseyin Gedik’in daha önce kaçak tesiste piknik yaptığı bilinirken, bu davada tarafsız bir tutum sergilemesi mümkün müdür?

    Sistematik Bir İhmaller Zinciri

    İğneada’daki sel felaketi, yalnızca bir doğa olayı değil, aynı zamanda devletin, sermaye sahiplerinin çıkarlarını korumak için nasıl hareket ettiğini gözler önüne seren bir örnektir. Kaçak yapılaşmaya göz yuman valilik, adli makamlarla içli dışlı olan mülk sahipleri ve adaletin tıkanmasına neden olan bürokratik süreçler, bu trajedinin gerçek sorumlularıdır. Bu olayda yaşananlar, Türkiye’deki mülkiyet ve iktidar ilişkilerinin nasıl işlediğini anlamak açısından son derece önemlidir.

    Adaletin tam anlamıyla yerine getirilip getirilmeyeceği hala belirsiz. Ancak bu davanın sonunda ne olursa olsun, İğneada’da yaşananlar, devletin denetimden uzak işleyişi ve adaletin sermaye karşısında nasıl zayıf kaldığını bir kez daha göstermiştir. Sistemin kendisi, halkı koruma iddiasına rağmen, aslında halkın yaşam hakkını dahi tehlikeye atabilecek bir yapıdadır. Aileler, hak ettikleri adaleti aramaya devam ederken, bu olayın arkasındaki daha derin sorunlar çözülmeden benzer trajedilerin önlenmesi zor görünüyor.

    İğneada Kırklareli Valiliği sel felaketi
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki Yazı“5 yılda 615 bin 791 üniversite öğrencisi okulu bıraktı,”
    Sonraki Yazı Bahçelievler Katliamı’nda hayatını kaybedenler anıldı

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.