Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Göz Dönmüşlük ve Sessizlik Arasında Savaşın Gerçek Yüzü

    13 Haziran 2025, 11:36

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Doğarken de Ölürken de Hep Biz Kadınlar Suçluyuz

    Doğarken de Ölürken de Hep Biz Kadınlar Suçluyuz

    Ceren ÇilliCeren Çilli7 Ekim 2024, 22:47
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Beyoğlu’nun ortasında iki erkek, bir kadına cinsel saldırıda bulunuyor. Duvarlara sıkıştırıyorlar, yere yatırıyorlar. Gözünüzün önünde, güpegündüz! Bunu yaparken korkmuyorlar, çünkü bu pisliğe göz yuman bir sistemin parçası olduklarını çok iyi biliyorlar. Bu korkunç düzen, onları cezasız bırakacağını fısıldıyor kulaklarına, zaten güçlerini buradan alıyorlar. Cezasızlıkla beslenen erkeklik, her sokakta kanıtlıyor kendini. Ve biz bu çürümüş düzeni başımıza yıkmak zorundayız!

    Failler: Semir Tarhan ve Ömer Konu. Kadının şikayetçi olmaması üzerine önce serbest bırakıldılar. Niye bırakılmasınlar ki? Erkekler bu düzenin imtiyazlı sınıfı! Ama sosyal medya ayağa kalkınca, sicilleri birer A4 sayfasını dolduran bu “erkek artıkları” tekrar gözaltına alındı. Suç dosyaları kabarık, kendileri ahlak bekçiliği yapıyor. Sosyal medya hesaplarına bak, adamın biri Facebook’a “Ahlak bozuksa yalnızlık şifadır” yazmış. Ama ahlak bozuk değil, çürümüş! Bu sistemin ahlakı, tecavüzcüyü, katili koruyor. Bizim öfkemiz bu düzeni söküp atacak!

    O gün bir de 19 yaşındaki Semih Çelik çıkıyor karşımıza. Yarım saat içinde iki kadını katledip intihar ediyor. İki kadın! Biri Ayşenur Halil, sevgilisi, diğeriyse yıllardır peşinden koştuğu İkbal Uzuner. Yarım saatte iki mahallede iki kadını öldürmek yerine, sisteme tehlikeli bir fikir verse, bir söyleşide isyan etse, çoktan kodese tıkılırdı. Ama kadınları katletmek serbest, çünkü bu düzen için kadınların canı ucuz!

    Peki bu sistem ne yaptı? Hiçbir şey. Çelik hakkında defalarca şikayet yapılmış ama işlem yok! Çünkü erkekler birbirini korur, patriyarka iş başında. Çelik’in ağır psikolojik sorunları olduğu söyleniyor. Kaç kadının “psikolojik sorunlarla” böyle katliamlara karıştığını gördünüz? Neden hep erkekler “cinnet” geçiriyor? Çünkü bu bir psikolojik vaka değil, politik bir gerçeklik! Erkek şiddeti, bu düzenin temel taşlarından biri. Kadınları öldüren hasta adamlar değil, “normalleştirilmiş” erkeklik!

    Kadınları her gün öldüren, hayvanları sokak ortasında döven, çocukları istismar eden bu pislik düzen, yasalarıyla, politikalarıyla hep suçu destekliyor. Sözde aileyi koruyacak, aileyi güçlendirecek politikalar var. Kadınları koruyacak mı peki? Hayır. Çünkü onların derdi aileyi değil, namusu korumak! Erkeklerin namusunu! Kadınları öldüren düzeni değiştirmek yerine, kadınları eve hapsetmekle, annelikle kutsamakla meşguller.

    Sözde kamusal politikalar, kadınlara şiddet ve cinsel saldırıyı artırırken, Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı kamu spotuna bak: Vajinal doğumu yücelten, sezaryeni küçümseyen bir propaganda filmi. Bu sistem kadının bedenine de göz dikmiş. Kadınları doğururken bile suçlu çıkaran bu düzeni tanıyoruz. Çünkü bu, kapitalist patriyarkanın çürümüşlüğünün en saf hali.

    Biz ne yapacağız? Bu sokakları terk etmeyeceğiz! Geceleri, meydanları, bedenimizi geri alacağız! Onların yasalarına, politikalarına karşı duracağız. Bu dünyayı başımıza yıkan düzeni parçalayacak, kendi özgürlüğümüzü kendimiz yaratacağız!

    Korkmayacağız,
    yılmayacağız,
    vazgeçmeyeceğiz!

    Yaşasın özgürlük, yaşasın isyan!

    Cinsel Saldırı Ömer Konu Semih Çelik Semir Tarhan
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıTimsah gözyaşlarının maskesini gençler indirdi
    Sonraki Yazı Üniversiteli kadınlar isyanda

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Göz Dönmüşlük ve Sessizlik Arasında Savaşın Gerçek Yüzü

    13 Haziran 2025, 11:36

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.