Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Cengiz’in madenine karşı mücadeleye gözdağı soruşturması

    Cengiz’in madenine karşı mücadeleye gözdağı soruşturması

    D. Şener YıldırımD. Şener Yıldırım25 Kasım 2024, 12:53
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Cengiz Holding’in Eskişehir’de yapmak istediği altın madeninin halkın katılımı toplantısı sonrasında üç kişi, halkı galeyana getirme ve devlet aracına zarar vermek suçlamasıyla ifadeye çağrıldı

    Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin Eskişehir’in Alpagut ve Atalan mahallelerinde gerçekleştirmek istediği altın madeni projesi, hem doğa hem de toplum için yeni bir mücadele alanı haline gelmiş durumda. 15 Ağustos’ta gerçekleştirilen “Halkın Katılımı Toplantısı” sonrası yaşananlar, şirket-devlet işbirliğinin eleştirel bir analizini zorunlu kılıyor. Aradan geçen üç ayın sonunda, çevrecilerin “halkı galeyana getirme ve devlet araçlarına zarar verme” suçlamalarıyla ifadeye çağrılması, mücadeleyi baskı altına alma çabası olarak değerlendiriliyor.

    Altın Madeni Projesine Karşı Direnişin Anatomisi

    Halkın Katılımı Toplantısı’nda dile getirilen tepkiler ve yetkililerin tutumu, devletin tarafsız bir hakem değil, şirketin çıkarlarını savunan bir aktör olarak hareket ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkililerinin Cengiz Holding’in projelerini adeta pazarlayan bir tutum içinde olduğu iddiası, devletin doğrudan halk yerine sermaye lehine çalıştığını gösteriyor. Bu tutum, çevre mücadelesi için çalışan aktivistlerin hedef alınmasına ve halkın korkutulmasına yönelik bir stratejinin parçası gibi görünüyor.

    İfade Çağrıları: Susturulmak İstenen Bir Mücadele

    Savcılığa çağrılan üç isim; Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru, Mert Güzel ve Bedi Uygar Uğurlu, halkın tepkisinin öncüsü olmuş durumda. Kumru, şirket çıkarlarını savunan bir devlet memuruna tepki gösterirken, çevreyi koruma çabalarının kriminalize edilmesine dikkat çekiyor. Kumru’nun ifadeleri, Cengiz Holding’in faaliyetlerinin yalnızca çevresel tahribata değil, aynı zamanda demokratik hakların kısıtlanmasına neden olduğuna işaret ediyor:

    “Devlet memurları, tarafsızlığını terk edip adeta şirketin çalışanları gibi davranıyor. Bu, yalnızca çevreye değil, halkın iradesine de saldırıdır.”

    Mücadeleye Katılanların Görüşleri

    Mert Güzel ve Bedi Uygar Uğurlu, altın madeni projesine karşı direnişin yalnızca çevre mücadelesi olmadığını, aynı zamanda halkın iradesine sahip çıkma çabası olduğunu belirtiyor. Güzel, devletin baskıcı yöntemlerini eleştirirken, bu tür davaların yıldırma politikalarının bir parçası olduğunu savunuyor:

    “Bu dava, devlet ve patron işbirliğinin bir sonucudur. Ama ne olursa olsun, Eskişehir halkı bu projeye geçit vermeyecek.”

    Uğurlu ise dayanışma ve direnişin büyütülmesi gerektiğini vurguluyor ve bu baskıcı girişimlerin direnişi daha da güçlü hale getirdiğini ifade ediyor:

    “Bizi yıldırmaya çalışıyorlar, ama kararlılığımızı etkilemeleri mümkün değil.”

    Devletin Rolü ve Şirketlerin İmtiyazları

    Bu olay, Türkiye genelindeki çevre mücadelelerinin en temel sorunlarından birini ortaya koyuyor: devletin çevresel yıkımı önlemek yerine büyük şirketlerin çıkarlarını önceleyen bir politika izlemesi. Özellikle Cengiz Holding gibi dev şirketlerin maden projeleri, yalnızca doğal alanları yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda yerel halkın yaşam alanlarını ve geçim kaynaklarını da tehdit ediyor.

    İsmail Kumru’nun belirttiği gibi, tarım arazilerinin ve ormanların rant uğruna şirketlere peşkeş çekilmesi, yalnızca yerel halkı değil, tüm ülkeyi ilgilendiren bir sorun. Eskişehir’de yaşananlar, bu sorunun sadece bir örneği.

    Altın Madenine Karşı Direniş Neden Önemli?

    • Ekolojik Yıkım: Altın madenciliği, ağır kimyasalların kullanımı nedeniyle su kaynaklarını ve toprakları kirletir.
    • Toplumsal Eşitsizlik: Maden projeleri, genellikle yerel halkın yaşam standartlarını düşürürken, yalnızca sermaye sahiplerini zenginleştirir.
    • Demokratik Haklar: Halkın karar alma süreçlerinden dışlanması, demokratik katılımın önüne ciddi bir engel oluşturur.

    Eskişehir Halkına Çağrı: Doğayı ve Hakları Korumak İçin Birlik Olun

    Eskişehir’in Alpagut ve Atalan mahallelerinde başlayan bu direniş, doğayı ve halkın geleceğini savunmak için önemli bir mücadele örneği. Çevre savunucuları, maden projelerine karşı halkı bilgilendirip harekete geçmeye çağırıyor. Bu mücadele, yalnızca Eskişehir’i değil, tüm Türkiye’nin çevresel haklarını ilgilendiriyor.

    Unutulmamalıdır ki, doğayı savunmak, hem bugün hem de gelecek nesiller için bir sorumluluktur. Şirketlerin kâr hırsına ve devletin bu konudaki ihmallerine karşı durmak, demokratik ve yaşanabilir bir geleceğin anahtarıdır.

    Eskişehir’den yükselen bu direnişi büyütmek hepimizin elinde!

    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıUluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Kararı: Gerçek Adalet mi, Yok Hükmü mü?
    Sonraki Yazı Gazeteci Rojhat Doğru’ya Verilen Müebbet Cezasının İtirazına Ret!

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetimi 300 İşçiyi İşten Çıkardı: Genel-İş Sendikası Eylemde

    14 Nisan 2025, 16:18

    Tarikat Şeyhinin Cinsel Taciz Davası: Şok Ses Kayıtları “tasavvufi” Diyerek Savunuldu!

    12 Nisan 2025, 19:48

    Selçuk Bayraktar’dan Depremzedeye 150 Bin TL’lik Tazminat Davası

    10 Nisan 2025, 13:41
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.