Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Bölgesel Dengeler ve Türkiye’nin Çıkmazı
    Güncellendi:6 Kasım 2024, 11:57

    Bölgesel Dengeler ve Türkiye’nin Çıkmazı

    Doruk ManisalıDoruk Manisalı6 Kasım 2024, 10:58
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Türkiye’nin Kürt sorununa yönelik stratejisi, iç ve dış politikada çok boyutlu ve karmaşık bir denge gözetme çabası olarak öne çıkıyor. İç politikada, Kürt meselesini yönetilebilir bir seviyeye çekme çabaları, öncelikle ülke içindeki siyasi istikrarı korumayı ve iktidar için gerekli desteği sağlamayı amaçlıyor.

    Kürt sorununun çözümü konusundaki politikalar, genellikle kısa vadeli siyasi kazanımlara odaklanıyor; ancak uzun vadede bu yaklaşımın, sorunun kalıcı bir çözümü için yeterli bir yol haritası sunmadığı açık. Kürt kimliği ve hakları üzerindeki baskıcı yaklaşımlar, Türkiye içindeki Kürt nüfusun taleplerini karşılayamıyor ve toplumsal gerilimleri azaltmıyor.

    Türkiye’nin dış politikada ise SDG’nin Amerikan desteği altında güç kazanması ve Rusya’nın Fırat’ın doğusundaki varlığı ciddi bir meydan okuma olarak görülüyor. Özellikle Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güvenlik endişelerine karşı doğrudan bir tehdit olarak algılanan bu durum, Ankara’nın sınır ötesi operasyonlarına yönelik baskıları ve kısıtlamaları artırıyor.

    Türkiye, Suriye sınırındaki Kürt oluşumlarına yönelik askeri harekatlarını sürdürerek kendi sınır güvenliğini sağlama stratejisi izlese de, ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin etkisi altında bu operasyonların kapsamı ve başarısı kısıtlanıyor. Türkiye, ABD’nin SDG’ye verdiği desteği ve Rusya’nın Fırat’ın doğusundaki nüfuzunu azaltmayı hedeflese de, bu hedeflere ulaşmakta zorlanıyor.

    Kürt Meselesinde İç ve Dış Baskılar

    İç politikada, Kürt meselesine ilişkin Türkiye’nin temel çıkmazı, sorunun çözümü için kalıcı bir politika geliştirmekte zorlanması. Ülke içinde Kürt nüfusa yönelik ayrımcı uygulamalar ve siyasi baskılar, Kürt meselesinin çözümünü sürekli olarak geciktiriyor. Çözüm süreci gibi geçmişte atılan adımlar, Kürt halkı nezdinde bir umut yaratmışken, bu sürecin sona ermesi ve ardından gelen operasyonel baskılar, Kürtlerin Türkiye’nin bir parçası olarak eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasını zorlaştırıyor. Dolayısıyla, Türkiye içinde Kürt sorununa ilişkin reform adımları, güvenlik endişeleriyle gölgeleniyor ve Kürt meselesine köklü bir çözüm getirmiyor.

    Dış politikada ise Türkiye, Kürt meselesine ilişkin bölgesel dinamikleri yönetmekte zorlanıyor. Suriye’deki Kürt grupların ABD desteğiyle güç kazanması, Türkiye’nin bu gruplara yönelik askeri müdahalelerini zorlaştırıyor.

    ABD’nin SDG’ye verdiği destek, Türkiye’nin bu bölgelerdeki operasyonlarını sınırlamakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin bu sorunla yalnızca askeri yollarla başa çıkamayacağını da gösteriyor. Ayrıca, Rusya’nın Suriye’deki artan etkisi, Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki Kürt yapılanmalarına müdahale etme yetisini daha da zayıflatıyor. Türkiye, bu bölgelerde Kürtlerin güç kazanmasını engelleme stratejisini uygulamak istese de, Rusya’nın varlığı ve ABD’nin Kürtlere verdiği destek bu hamlelerin sınırlarını belirliyor.

    Bölgesel Denge Oyunları ve Türkiye’nin Stratejik Açmazı

    Türkiye, Kürt meselesini yalnızca iç politikada bir güvenlik sorunu olarak değil, aynı zamanda bölgesel düzeyde de bir stratejik denge unsuru olarak görüyor. Türkiye’nin Kürt politikası, yalnızca kendi sınırları içinde değil, aynı zamanda Suriye ve Irak gibi ülkelerde de etkili olmayı gerektiriyor. Ancak Türkiye’nin bölgesel bir denge oyununa girerken karşılaştığı zorluklar, Suriye ve Irak’ta bulunan diğer güçlerin çıkarlarıyla çatışıyor. İran, Rusya ve ABD gibi aktörler, Kürt meselesinde kendi stratejik hedeflerini güderken, Türkiye’nin bu ülkelerle kurduğu ilişkilerde Kürt meselesi sürekli bir gerilim kaynağı haline geliyor.

    Rusya ve ABD arasındaki rekabet, Türkiye’nin Suriye’deki Kürt oluşumlarına karşı sergilediği tutum üzerinde baskı yaratıyor. ABD’nin SDG’ye verdiği desteği sona erdirmemesi ve Rusya’nın Suriye rejimiyle iş birliği içinde Kürtlerin bağımsızlık taleplerini dengelemesi, Türkiye’nin bölgedeki hareket alanını daraltıyor. Bu noktada Türkiye, Fırat’ın doğusunda SDG’nin askeri ve politik olarak güçlenmesini önlemek adına dengeleyici politikalar geliştirmek zorunda kalıyor. Bu da Türkiye’yi zaman zaman ABD ve Rusya arasında sıkışan bir pozisyona getiriyor.

    Türkiye’nin Hamlelerinin Geleceği

    Türkiye, Kürt sorununu çözmek adına hem iç hem de dış politikada birçok adım atsa da, bu adımların başarısı, bölgedeki diğer büyük aktörlerin tutumlarına bağlı. ABD ve Rusya gibi büyük güçler, bölgedeki çıkarlarını korumak adına Kürt gruplara yönelik stratejik destek sağlarken, Türkiye’nin bu hamleleri sınırlanıyor ve Kürt meselesinde kalıcı bir çözüm arayışı sekteye uğruyor.

    Örneğin, Türkiye’nin SDG’nin etkisini kırmak için attığı askeri adımlar, ABD’nin SDG’ye verdiği desteğin sürmesiyle beklenen sonuçları vermiyor. Aynı şekilde, Rusya’nın Suriye rejimiyle uyumlu hareket etmesi de Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki nüfuzunu zayıflatıyor.

    Türkiye’nin Kürt sorununu çözmek adına attığı adımlar, yalnızca kendi stratejik hedefleriyle değil, aynı zamanda bölgedeki diğer aktörlerin çıkarlarıyla da sınırlanıyor. Türkiye’nin iç politikada Kürt meselesine ilişkin daha kapsayıcı bir politika geliştirmemesi ve dış politikada bölgedeki güçlerle uyumlu bir strateji oluşturamaması, Kürt sorununun çözümünü zorlaştırıyor.

    Türkiye, Kürt meselesini çözmek adına kendi içindeki siyasi desteği sağlamlaştırmaya odaklansa da, bu çabanın yeterli olmadığı, sorunun çözümünün yalnızca ulusal değil, aynı zamanda uluslararası bir denge unsuru olarak ele alınması gerektiği açık.

    Türkiye’nin Kürt Sorununa Yönelik Stratejik Yaklaşımı: Güç Konsolidasyonu ve Bölgesel Güvenlik Politikaları

    Türkiye’nin Kürt sorununa dair son yıllarda izlediği strateji, çözüm odaklı bir yaklaşımdan ziyade, iç politikada güç dengelerini koruma…

    ABD ve İsrail Destekli Bölgesel Yeni Düzen Beklentisi ve Kürtlerin Geleceği

    Ortadoğu’daki Kürt grupların umutları ve stratejileri, ABD’nin desteği ve bölgesel yeni bir düzen arayışıyla doğrudan bağlantılı.

    Türkiye ve Bölgesel Aktörlerin Pozisyonu: Kürt Özerklik Temayülleri, Güç Dengeleri ve Güvenlik Stratejileri

    Türkiye’nin güney sınırında oluşabilecek bağımsız bir Kürt yapısı, Ankara tarafından güvenlik tehdidi olarak değerlendiriliyor

    Sonuç: Türkiye’nin Kürt Sorununa Dair Stratejik Çıkmazı ve Uzun Vadeli Risklerler

    Türkiye’nin Kürt sorununa dair izlediği mevcut politika, kısa vadede iç siyasi dengeyi sağlamaya ve bölgesel güvenlik..

    ABD Çözüm süreci İç ve Dış Politika Kürt Kimliği Kürt Sorunu SDG
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıYAZI DİZİSİ: Ortadoğu’da Dönüşen Güç Dengeleri, Türkiye’nin Kürt Politikası, Açılım ve Stratejik Çıkmaz
    Sonraki Yazı Sonuç: Türkiye’nin Kürt Sorununa Dair Stratejik Çıkmazı ve Uzun Vadeli Riskler

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.