Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Üniversitelerdeki Boykot: Karanlığa Karşı, Özgürlüğe Çağrı

    Üniversitelerdeki Boykot: Karanlığa Karşı, Özgürlüğe Çağrı

    Deniz ÖzelDeniz Özel24 Mart 2025, 17:12
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Bazen bir an gelir ve insan, kendini tarih yazılırken bulur. O anlar, suskun kalmanın suça, geri çekilmenin teslimiyete dönüştüğü anlardır. Bugün üniversitelerde yaşananlar tam da böyle bir kavşakta duruyor.

    Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından öğrenciler, sadece bir belediye başkanına yapılan hukuksuzluğa değil, aynı zamanda kendi yaşam alanlarına yönelen baskılara da isyan ediyor. “Üniversiteler ayakta, akademik boykotta!” şiarıyla büyüyen direniş, aslında çok daha büyük bir gerçeğin ifadesi: Gençlik, geleceğine sahip çıkıyor.

    İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Diyarbakır’da ve daha birçok kentte öğrenciler, polis kuşatması altındaki üniversitelerinde özgürlüğün ve adaletin sesini yükseltiyor. “Polis varsa, şiddet varsa, nefret varsa ders yok” sloganı, sadece amfilerde yankılanmıyor; tüm topluma bir çağrı niteliğinde. Çünkü bugün gençliğin üzerine çöken karanlık, aslında hepimizi sarmaya çalışan bir gölgenin habercisi.

    Üniversiteler Neden Ayakta?

    Bugün sokaklarda, amfilerde, kampüslerde yankılanan bu boykot çağrısı, gençliğin çaresizliğe mahkûm edilmeyi reddettiğinin ilanıdır. Özgürlüğüne sahip çıkmayan bir toplum, geleceğini de kaybeder. Gençler, kendilerine dayatılan karanlığı kabul etmiyor.

    Bu bir anlık öfkenin ürünü değil. Yıllardır süren baskının, atanmış rektörlerin, öğrenci kulüplerine yönelik yasakların, polisin üniversiteyi bir cezaevi gibi kuşatmasının sonucunda bugün bu patlama yaşanıyor. Üniversite demek, özgür düşüncenin, eleştirinin, tartışmanın alanı demektir. Oysa yıllardır üniversiteler, itaat etmeye zorlanan, sorgulamayan, biat eden bireyler yetiştirme projesinin merkezine yerleştirildi.

    Bugün öğrencilerin talepleri net:
    Anti-demokratik uygulamalara son verilsin.
    Polis kampüslerden çıksın.
    Üniversiteler özerk olsun.
    Kayyum rektörler istifa etsin.
    Akademik özgürlükler güvence altına alınsın.
    Öğrenci toplulukları baskı görmeden özgürce örgütlensin.

    Bu talepler sadece öğrencilerin değil, tüm toplumun meselesidir. Çünkü üniversiteler baskıya boyun eğerse, sırada kim var?
    Gazeteciler mi?
    İşçiler mi?
    Kadınlar mı?
    Seçilmişler mi?

    Boykot Sadece Üniversitelerin Meselesi Değil

    Bugün öğrencilerin derslere girmemesi, salt bir protesto yöntemi değil; “Ülkenin ve üniversitelerin içinde bulunduğu koşulları kabul etmiyoruz” demenin en güçlü yollarından biri. Okullarına polis ablukasıyla giren öğrenciler, içeride kendilerini özgürce ifade edemedikleri sürece neyin eğitimini alabilirler?

    Bu bir uyanış anıdır. Artık herkes biliyor ki, bu mücadele yalnızca öğrencilerin değil. Bu, herkesin meselesi.

    Özgürlüğün ve adaletin sesi her yerde yankılanıyor. Bu sesi bastırmaya çalışanlar bilsin ki, tarih boyun eğenleri değil, direnenleri yazar.

    Hep birlikte, daha özgür, daha adil bir dünya için…

    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıAnkara’da Gözaltına Alınan Üniversitelilerin Savcılık İşlemleri Tamamlandı: 3 Kişi Tutuklama Talebiyle Sevk Edildi
    Sonraki Yazı Dow Türkiye, Corning Kablo ve Özka Lastik İşçilerinden Grev Kararı

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.