Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Üniversiteler YÖK’e bir kez daha isyan etti

    Üniversiteler YÖK’e bir kez daha isyan etti

    Üniversite öğrencileri, 12 Eylül askeri darbesi sonrası kurulan Yüksek Öğretim Kurulu’nu (YÖK) 43’üncü yılında İstanbul Beyazıt Meydanı’nda protesto etti. Öğrenciler, “Yaşamlarımızı kazanmak için YÖK’e ve Saraya karşı örgütlü mücadeleyi büyütelim” pankartını açtı. Konuşmaların ardından halay çeken öğrencilere polis saldırdı. Öğrenciler de saldırıya sloganlarla yanıt verdi. İzmir Öğrenci Dayanışması da, kuruluşunun 43.yılında Yüksek Öğrenim Kurulu’nu (YÖK) protesto etti. Öğrenciler, üniversitelerin ticarethane olarak görüldüğünü ifade etti, can güvenliklerinin olmadığını savundu
    AdminosAdminos7 Kasım 2024, 14:41
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Üniversite öğrencileri, 12 Eylül askeri darbesi sonrası kurulan Yüksek Öğretim Kurulu’nu (YÖK) 43’üncü yılında İstanbul Beyazıt Meydanı’nda protesto etti Öğrenciler, üniversitenin özerk ve bilimsel karakterinin yok edilmek istendiğini belirterek, bunun için iktidarın üniversiteleri böldüğünü dile getirdi. “YÖK’ün adı gerilerde kaldı ama modeli, siyasi iktidarın belirlediği kayyımlar ile sürüyor” diyen öğrenciler, özgür bilim ve demokratik üniversiteler için ses yükseltmeye devam edeceklerini kaydetti.  Konuşmaların ardından halay çeken öğrencilere polis saldırdı. Öğrenciler de saldırıya sloganlarla yanıt verdi.  Öğrenciler daha sonra Beyazıt Ana kapı önünde oturarak, forum gerçekleştirdi.

    İzmir Öğrenci Dayanışması da, kuruluşunun 43.yılında Yüksek Öğrenim Kurulu’nu (YÖK) protesto etti. Öğrenciler, üniversitelerin ticarethane olarak görüldüğünü ifade etti, can güvenliklerinin olmadığını savundu. Yapılan açıklamada, “YÖK ve iktidar bizleri müşteri olarak görmek istiyor. Her alanımızı özelleştiriyor ve sermayeye peşkeş çekiyor. Bizler biliyoruz ki sermayeye peşkeş çekilen öğrencilerin yaşamıdır” denildi.

    Açıklamada üniversite öğrencileri adına Özge Topçi ve Ezgi Çetin konuşurken, kadın cinayetlerine de dikkat çekildi. “Üniversiteler özgürlüklerden uzaklaştırılıp kayyum rektörlerce ranta ve talana açılıyor” diyen Topçi YÖK’ün devlet eliyle üniversiteleri baskı altına aldığını ve öğrencilerin özgürlüklerini kısıtladığını ifade ederek, şunları söyledi: “YÖK, 6 Kasım 1981’de bu bozuk düzenin üniversiteleri bugünkü haline getirmek için yaptığı en köklü saldırılardan biridir. Bu tarihte akademi, cuntanın ve ordunun isteğiyle yeniden şekillendirildi. Topluma dönük saldırıları çok boyutlu, çok yönlü olan askeri cuntanın hedefinde akademiler de var. Tüm devrimci demokratik güçleri hedef haline getirip yükselen sınıf mücadelesini ve güncel hale gelmiş devrim mücadelesini baskı ve saldırılarla engellemek isteyen devlet, aynı baskıyı ve gericiliği üniversitelere de uyguladı. YÖK eliyle tüm baskı politikalarını öğrenci gençlik üzerinde sürdürerek gençliğin devrimci mücadeleden uzaklaşmasını amaçladı. Gençlik, çürümüş düzenin içerisine hapsedilmek istendi. Günümüzde bu süreç hala derinleşmiş ve keskinleşmiş biçimde devam etmektedir. Nerede bir direniş görse işçilere, kadınlara, öğrencilere saldırmaktadır düzen. En iyi bildikleri şey saldırmaktır. Fakat tüm saldırıları korktukları içindir. Kampüslerimizi polisle, özel güvenlikle, yetmediğinde çeteler doldurmaları bundandır. Çürüdükçe saldırganlaşan sermaye sınıfı temsilcileri, eğitim sorunlarını değil çözmek, giderek derinleştiriyor ve yaygınlaştırıyor. Okuduğumuz üniversiteler bilimden, özgürlüklerden uzaklaştırılıp kayyum rektörlerce ranta ve talana açılıyor. Eğitime ayrılan bütçe azaltılırken öğrencilerin sırtından kar sağlamak, kapitalist devletin ilk hedefi oluyor.”

    “Bu Düzen Bizlere Krizden, Barınamamaktan Başka Hiçbir Şey Vaat Etmiyor”

    Mevcut düzenin öğrencilere yoksulluk, arınma sorunu ve güvenliksiz bir ortam yarattığını ifade eden Topçi, şunları kaydetti: “Bu rantçı, sömürücü düzenin bir diğer hedefi de kadınlar ve LGBTİ+’lar oluyor. Kadınlar ve LGBTİ’liler, eğitim olanaklarından eşit biçimde faydalanamadığı gibi yurtlarda, okullarda, sokaklarda yaşamın yani her alanında özgür bir yaşam sürdüremiyor. Kadınlar ve LGBT ’liler bu kanlı düzende her gün katledilirken, şiddete maruz kalırken katiller, korunup kollanıyor. İkbal Uzuner, Ayşenur Halil, Rojin Kabaiş ve katledilen kadınlar için yurtlarda yaptığımız eylemler, yine yurt yönetimi güvenlikler ve sivil polisler tarafından engellenmeye çalışılıyor. Kayyum rektörler tarafından soruşturma açılarak cezalandırılmaya çalışılıyor. Yaşadığımız düzen bizlere ölümden, krizden, barınamamaktan, geçinememekten, baskıdan, kısıtlamadan başka hiçbir şey vaat etmiyor. Tek çözüm, her yerde mücadeleyi büyütmekten geçiyor. Bizlere dayattıkları yaşamla yetinmek zorunda değiliz. Yaşayabilmekten, geçinebilmekten, bütün ay her harcamamızı kısıp belki bir konsere gidebiliriz diye hesap yapmaktan fazlasını isteyebiliriz. Ürettiğimiz, yan yana dayanışmayla buluştuğumuz, bizim yönettiğimiz kampüsler mümkün.”

    Çetin: “Sermayeye Peşkeş Çekilen Öğrencilerin Yaşamıdır”

    Açıklamada konuşan diğer Üniversiteli Ezgi Çetin’de, YÖK’ün ve iktidarın öğrencilerin sermayeye ‘peşkeş’ çekildiğini belirterek şöyle konuştu: “YÖK, kurulduğu günden bugüne toplum için bilim üretilmesi gerekilen üniversite sıralarında iktidarın ve egemenliğin ideolojik kuklası olarak hareket etmektedir. Bugün de biz öğrenciler çok iyi görüyoruz ki bizlere açık bir politik savaş bağlatmaktadır. YÖK ve iktidar bizleri müşteri olarak görmek istiyor. Her alanımızı özelleştiriyor ve sermayeyi peşkeş çekiyor. Bizler biliyoruz ki sermayeye peşkeş çekilen öğrencilerin yaşamıdır. KYK’da ihmal yüzünden Zelal Ertaş’ın katili YÖK’tür. KYK’da geleceksizlik yüzünden intihar eden Doğuşcan’ın faili, YÖK ve iktidarın ta kendisidir. Yaşamlara çalınan tüm sıra arkadaşlarımızın hesabını elbet soracağız. Bizler parasız, bilimsel, anabilse ve her alanda eşitlikçi eğitimlere üniversiteler istiyoruz. Bunu engellemek için kurulan YÖK’e karşı mücadelemiz her daim sürüyor, sürecek. Bu, yaşamları çalınan üniversite arkadaşlarımıza borcumuzdur. YÖK ve onun kuklaları kayyum rektörler çok bilsin ki bizler buradayız. Onlarla mücadele etmeye, onları yaşam alanlarımızdan arındırmaya, arındırana kadar sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Mücadele eden bir gün, mücadele etmeyen her gün ölmeye mahkûmdur.” (ANKA)

    Can Güvenliği Peşkeş Çekilen Polis Protesto Üniversite Öğrencileri YÖK
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıHayvan Hakları Aktivistlerine Zabıta ve Jandarma Ortak Saldırı
    Sonraki Yazı Esenyurt Belediyesi Önünde CHP’lilerle Güvenlik Görevlileri Arasında Arbede

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetimi 300 İşçiyi İşten Çıkardı: Genel-İş Sendikası Eylemde

    14 Nisan 2025, 16:18

    Tarikat Şeyhinin Cinsel Taciz Davası: Şok Ses Kayıtları “tasavvufi” Diyerek Savunuldu!

    12 Nisan 2025, 19:48

    Selçuk Bayraktar’dan Depremzedeye 150 Bin TL’lik Tazminat Davası

    10 Nisan 2025, 13:41
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.