Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Sizi Gönül Gözümüze Yerleştireceğiz

    Sizi Gönül Gözümüze Yerleştireceğiz

    Göz açıp kapayıncaya kadar, bir milyondan fazla insan kelimenin tam anlamıyla her şeyini kaybetti ve küçük başkentin ve daha güvenli olduğuna inandıkları diğer Lübnan şehirlerinin sokaklarında yerinden edilmiş şekilde yatıp kalkıyor. Bazılarıysa insanları geçici olarak ağırlamak üzere açılan okullarda ya da diğer kamusal alanlarda kendilerine bir köşe bulabildiler. Lübnan’ın dört bir yanındaki Filistinli mülteciler de, İsrail'in Lübnan'a açtığı savaşın en başından itibaren yerlerinden edilen Lübnanlılara yardıma koştu.
    AdminosAdminos2 Ekim 2024, 18:20
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Filistinliler Evlerini ve Kalplerini Lübnanlı Mültecilere Açıyor

    Sema Ebu Şarar- The Palestine Chronicle-30-Eylül-2024

    Bir milyondan fazla Lübnanlı, İsrail’in kentlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş ve ayrım gözetmeyen saldırıları nedeniyle Lübnan’ın güneyindeki, Bekaa Vadisi’ndeki ve Beyrut’un güney bölgesindeki evlerini terk etti.

    Göz açıp kapayıncaya kadar, bir milyondan fazla insan kelimenin tam anlamıyla her şeyini kaybetti ve küçük başkentin ve daha güvenli olduğuna inandıkları diğer Lübnan şehirlerinin sokaklarında yerinden edilmiş şekilde yatıp kalkıyor. Daha şanslı olanlar, Lübnan hükümeti tarafından yerinden edilen insanları geçici olarak ağırlamak üzere açılan okullarda ya da diğer kamusal alanlarda kendilerine bir köşe bulabildiler.

    Lübnanlıların yanı sıra çok sayıda Suriyeli ve Filistinli de yerinden edildi. Bunların birçoğu zaten sıkışık olan Filistin kamplarına sığındı. Buna güneydeki Sur’da bulunan Rashidieh gibi mülteci kampları da dâhildi.

    bir milyon kişi iç mülteci durumuna düştü
    Bir milyondan fazla Lübnanlı Lübnan’ın güneyi, Bekaa Vadisi ve Beyrut’un güney bölgesindeki evlerini terk etti (Fotoğraf, UNRWA aracılığıyla)

    ‘Güvenli Bir Yer’

    Fotoğrafçı Rania Saadallah kampın sakinlerinden biri. Başta Lübnanlılar ve Raşidiye’de aileleri olan Filistinliler olmak üzere pek çok ailenin kampa göçü hakkında konuştu.

    Saadallah’a göre Raşidiye’ye gelenlerin çoğu iki nedenle gelmiş; birincisi güneydeki köy ve kasabalarına yakın kalmak için, ikincisi ise başka bir yere gidecek maddi imkânları olmadığı için.

    Bazouriye’den bir aile tanıyorum; 14 kişiden oluşuyorlar, yedi kişilik bir aile, kamp içinde yer kiralayacak maddi imkânları olmadığı için gelip akrabalarının yanında kalıyorlar” dedi.

    Filistinli fotoğrafçı bize güneydeki Lübnan köylerinde yaşayan Filistinlilerin de 2006’daki savaşta olduğu gibi kampa sığındıklarını söyledi. “Kampı güvenli bir yer olarak görüyorlar ve köylerine yakın ama en önemlisi köylerdeki insanlarla kamptaki mülteciler arasında bir yakınlık var” dedi.

    Her iki halkı birbirine bağlayan bu aşinalık ve yakınlık yadsınamaz ve son olaylar da bunun kanıtı.

    Lübnan’ın dört bir yanındaki Filistinli mülteciler, İsrail’in Lübnan’a açtığı savaşın en başından itibaren yerlerinden edilen Lübnanlılara yardıma koştu.

    Kardeşlik

    Ain Al-Hilweh kampının gençleri, arabalarında mahsur kalanlara su ve atıştırmalıklar dağıtarak yerinden edilmiş Lübnanlıları karşılamak için sokaklara ilk koşanlar arasındaydı.

    ‘Elden Ele’ girişiminin koordinatörü Velid el-Ahmed/Velid el Ahmet’e göre, eşi benzeri görülmemiş yerinden edilme dalgası herkesi şaşırttı çünkü Lübnan hükümeti, Birleşmiş Milletler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) veya Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tarafından öngörülenden çok daha büyüktü.

    El-Ahmad, yaptığı açıklamada, bazı kişilerin Beyrut’taki Mar Elias kampına akraba ve tanıdıklarının yanında kalmak için geldiğini ancak kampın çok küçük olması nedeniyle sınırlı sayıda insanın geldiğini söyledi.

    “Gazze’ye yönelik soykırımın başlangıcında kurduğumuz ve kampın Halk Komitesi’nin gözetiminde olan acil durum komitesini yeniden aktif hale getirdik” dedi.

    Yerlerinden edilmiş insanlara yardım eli uzatma konusundaki heves çok belirgindi.

    Beddawi kampının gençleri, Güney Lübnan, Bekaa ve İsrail’in saldırısından etkilenen diğer bölgelerden gelen yerinden edilmiş Lübnanlı nüfus için battaniye, yatak ve yastık gibi ayni bağışlar toplamak üzere bir kampanya başlattı.

    El-Ahmad ve kamplardaki diğer pek çok aktivist, yardımın çoğunlukla bireylerden, küçük girişimlerden ya da yerel örgütlerden geldiğini doğruluyor.

    Çoğu durumda, tüm bu bir araya gelenlerin çalışmaları, göç dalgasının başlangıcında Lübnan hükümetinin yokluğunda kampların çevresindeki okullara kadar uzandı.

    Lübnanlı bir adam, oğlunun tedavisi için kendisinden para almayı reddettiği için Mar Elias kampındaki bir kliniği de denetleyen el-Ahmad’a “Filistin ve halkı anavatanlarına dönene kadar bize emanet” dedi.

    Filistinliler ve Lübnanlılar arasındaki bu kardeşlik duyguları, ortak tarih ve her ikisinin de Filistin davası için yaptığı birçok fedakârlık göz önüne alındığında çok derinlere iniyor.

    Acil Durum Planı

    Lübnan’ın kuzeyindeki Naher El-Bared kampında yaşayan sosyal aktivist Nazira Mohammed al-Haj /Nazire Muhammed el-Hac da bu dayanışma duygularını doğruluyor. “Bir arkadaşım var, kampta mobilyalı eşyalı dairesi var. Bunlardan ikisini yerinden edilmiş Lübnanlı ailelere sundu ve onlara yiyecek de sağladı” dedi.

    Aktivist, kamptaki mültecilerin çoğunun karşılayabildikleri her şeyi sunmaya koştukları için bunun benzersiz bir durum olmadığını vurguladı.

    Acil durum planının bir parçası olarak UNRWA ülke genelinde yerinden edilmiş insanlar için birkaç okul açtı ve ihtiyaç olması halinde başka okullar da açacağını söyledi. Bunlardan ikisi Naher El-Bared kampında.

    BM ajansı, Filistinli mültecilere öncelik vermekle birlikte, “kaynakların mevcudiyetine” bağlı olarak diğer milletlerden yerinden edilmiş kişileri de kabul ettiğini açıkladı.

    Ancak El Hac, Naher el Bared’e gelenlerin çoğunun kamptaki mültecilerin yanında kaldığını söyledi.

    “Bazı insanlar eşyalı evlerini yerinden edilmiş Lübnanlılara ücretsiz olarak verdi,” diye açıkladı.

    Aktivist, “Kamptaki jeneratör sahipleri, hatta uydu ve internet sağlayıcıları bile giysi, yatak ve gıda maddeleri bağışlayanların yanı sıra hizmetlerini ücretsiz olarak sundu” dedi.

    El-Hac, yerinden edilen Lübnanlılarla dayanışmanın bu kadar yoğun olmasını, 2007 yılında Lübnan ordusu ile Fetih El-İslam grubu arasında çatışmalar çıktığında Naher el Bared’deki mültecilerin de benzer bir yerinden edilme yaşamış olmaların bağlıyor.

    Benzer Kader

    Komşu Beddawi kampında da manzara farklı değil. Kamptaki mülteciler Filistinli örgütlerle birlikte yerinden edilmiş Lübnanlılar için bir kaya oluşturdu.

    Sosyal aktivist Dalal Sharour/Delal Şarur, kamptaki Filistin Kültür Kulübü tarafından başlatılan ve yerinden edilmiş tüm Filistinliler ve Lübnanlılar için bir ‘istasyon’ kurdukları girişim hakkında konuştu.

    İstasyon insanlara kalacak yer sağladı, bağışları kabul etti ve temel yardımda bulundu.

    “Beddawi kampındaki gençler çok aktif. Büyük bir kamyonetle kampın sokaklarında dolaşarak büyük ölçüde WhatsApp grupları aracılığıyla toplanan bağışları toplayıp buraya getirdiler,” diyor Sharour.

    Şarur, “Acil durum biriminde, çabaların koordine edilmesi ve sunulan hizmetlerin tekrarlanmaması için her kuruluştan temsilciler bulunacak” dedi.

    Lübnan’ın kuzeyinde iki kampın bulunduğu Trablus’a kaç Filistinli ve Lübnanlının gittiğine dair resmi rakamlar henüz yok. Bildiğimiz tek şey güneyden, Bekaa’dan ve Beyrut’tan insanların Trablus’a yöneldiği çünkü şu anda Trablus’un diğer bölgelere göre daha güvenli olduğu düşünülüyor.

    Araştırmacı ve mülteci çalışmaları danışmanı Jaber Suleiman/Cabir Süleyman, verdiği demeçte, Filistinli mültecilerin yerlerinden edilmiş Lübnanlılara karşı gösterdikleri büyük dayanışmanın beklenen bir şey olduğunu ve Filistinli mültecilere yabancı olmadığını söyledi.

    “Gazze’de başlayıp Lübnan’da devam eden soykırımın ikinci aşaması karşısında Lübnan’da ulusal bir dayanışma hali var ve Filistinliler de bunun bir parçasıdır” dedi.

    Filistinliler yerinden edilmenin ve evlerini terk etmenin acısını diğerlerinden daha fazla hissediyor. Kamplardaki bu nesiller birinci, ikinci ve üçüncü Nekbe’nin nesilleridir ve köylerinden sürülen Lübnanlıları diğerlerinden daha fazla hissetmektedirler.”

    Süleyman ayrıca bu destek ve dayanışmayı, Lübnan’daki Filistinlilerin Gazze ve Filistin davası uğruna katlandıkları fedakârlıklardan dolayı Lübnanlılara duydukları derin minnettarlığa bağlıyor.

    “Eğer yapabilselerdi, yaptıkları her şey için bir şükran işareti olarak onları gözlerine ve kalplerine yerleştirirlerdi” dedi.

    Süleyman’a göre bu, Filistinlilerin yerinden edilmiş Lübnanlıları kamplarına ilk kabul edişleri değil. 2006’da birçok kişi, kendilerini birçok temel haktan mahrum bırakan bir ülkede karşılaştıkları zorluklara rağmen Ayn el-Helve kampına sığınmıştı

    Süleyman sözlerini şöyle tamamladı: “Aynı kaderi paylaşıyorlar ve ortak Siyonist düşmana karşı aynı topraklarda aynı kanı döküyorlar, dolayısıyla bu dayanışmayı görmek şaşırtıcı değil.”

    Dayanışma Filistin Kampları Gençler Lübnan Lübnanlılar Mülteci Kampları UNRWA Yerinden Edilmiş
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki Yazıİktidarın Sanat Kurumlarını Kapatma Tasarısına Tepki Büyüyor
    Sonraki Yazı Gazze ile Dayanışma Gösterisinde Anarşistler Polise Saldırdı

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Yunanistan’da Genel Grev: İşçiler, Öğrenciler, Emekliler Ayakta!

    9 Nisan 2025, 22:08

    ODTÜ Öğrenciler: “Genel Grev Çağrısı Yapıyoruz”

    7 Nisan 2025, 21:58

    Boğaziçi Öğrencileri Boykotta Kararlı: “Sıra Arkadaşlarımız İçin Direnmeye Devam Edeceğiz”

    6 Nisan 2025, 23:39
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.