Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » RTÜK’ün Açık Radyo’ya Darbesi: Devletin Ses Kısma Mekanizması Bir Kez Daha Devrede
    Güncellendi:12 Ekim 2024, 18:15

    RTÜK’ün Açık Radyo’ya Darbesi: Devletin Ses Kısma Mekanizması Bir Kez Daha Devrede

    Deniz ÖzelDeniz Özel12 Ekim 2024, 18:12
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Devletin denetim ve sansür aygıtlarından biri olan RTÜK, 30 yıldır özgür seslerin yankılandığı Açık Radyo’nun karasal yayın lisansını iptal ederek bir kez daha gerçeği boğma çabalarını sürdürüyor. Bu karar, devletin “çok seslilik” diye pazarladığı fakat yalnızca kendi doğrularını dayattığı çürük sistemin bir yansıması. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin açıklaması da tam bu noktada duruyor: “Yurttaşın bilgiye erişim hakkı engelleniyor!” Evet, çünkü devletin doğası budur; düşüncenin, gerçeğin, eleştirinin en büyük düşmanı, yani sansürün kaynağıdır.

    RTÜK: Devletin Yalanını Yayma Aracı

    RTÜK’ün görevi nedir? Halkın haber alma hakkını, toplumsal çok sesliliği korumak mı? Elbette ki hayır. RTÜK, iktidarın ağzından çıkan yalanları, propagandayı yaymaya hizmet eden, devleti eleştiren her sesi boğmayı amaçlayan bir sansür mekanizmasından başka bir şey değildir. Açık Radyo’nun 30 yıllık yayın hayatına son vermek, onların düzenini rahatsız eden bir başka eleştirel sesi daha susturmaktan ibarettir.

    Evrensel gazetecilik ilkelerinden bahsediliyor ama bu ilkeler devletin umursadığı şeyler değildir. Bu, yalnızca baskının ve otoritenin görünür hale geldiği bir başka saldırıdır. Anayasa’ya aykırı diyorlar, ama neye yarar? Anayasa, zaten devletin çıkarlarını korumak için şekillendirilmiş bir metindir. RTÜK’ün kararları, hukukun kimin çıkarına işlediğinin apaçık bir göstergesidir. Onların hukuku bizim özgürlüğümüzü değil, onların iktidarını korur.

    Sansür ve Oto-Sansür: Devletin En Sevdiği Silahlar

    RTÜK’ün yaptığı sansür sadece Açık Radyo’yu susturmak değil, daha fazlasını hedeflemektedir. Oto-sansürü yaygınlaştırmak, halkın zihnine korku salmak, düşünmekten, tartışmaktan alıkoymaktır. Eleştirel sesler korkacak, sorgulayanlar susacak. Ama bu oyunu biz tanıyoruz: Devletin en bilindik hilesi. Halkın özgür düşünmesini engellemek, medyayı kontrol altında tutarak “kamu yararı” yalanını yaymak, iktidarın sözcülüğünü yapmak.

    Çağrı mı? Yoksa Boş Bir Talep mi?

    Gazeteciler Cemiyeti RTÜK’ü Anayasa’ya, basın özgürlüğüne, yurttaşların haber alma hakkına saygıya çağırıyor. Ama bir devlet kurumundan adalet beklemek ne kadar gerçekçi? RTÜK, iktidarın sansür aygıtı olmaktan asla vazgeçmeyecektir, çünkü varoluş amacı budur. Onlardan beklenebilecek tek şey daha fazla baskı, daha fazla sansürdür. Gerçek özgürlük, ne RTÜK’ten ne devletten gelir. Gerçek özgürlük, bu baskı aygıtlarını reddetmekle, onları tamamen ortadan kaldırmakla mümkün olur.

    Açık Radyo geri dönmeli mi? Evet, ama yalnızca radyo değil, özgürlük geri dönmeli. Herkesin kendi sesiyle konuşabildiği, devletin baskı aygıtlarının çöpe atıldığı bir dünyada özgürlük zaten kazanılmış olacaktır.

    Açık Radyo RTÜK
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıTİP Sözcüsü Kadıgil’den Hayvan Katliamı Açıklaması: “Tarım ve Orman Bakanlığı, Uyuyor Musunuz?”
    Sonraki Yazı TÜGVA eski başkanı 3 çocuğu taciz etti, mahkeme serbest bıraktı

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.