Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Punk’ta Feminist Politikalar: Dışlanmış Hikayelerin Sahneye Dönüşü
    Güncellendi:28 Mayıs 2024, 12:13

    Punk’ta Feminist Politikalar: Dışlanmış Hikayelerin Sahneye Dönüşü

    Ceren ÇilliCeren Çilli26 Mayıs 2024, 12:22
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Punk sahnesi, 1970’lerin sonunda ortaya çıktığında sadece müzikal bir devrim değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir başkaldırıyı da temsil ediyordu. Bu başkaldırının merkezinde, kadınlar ve queerler, kendi dışlanmış hikayelerini punk tarihine dair dominant söylemlere dahil etme çabasıyla yer aldılar. Punk sahnesinde feminist politikalar, işte bu dışlanmış hikayelerin yeniden yazılması ve sahneye dönüşü olarak karşımıza çıkıyor.

    70’lerin Punk Sahnesinde Kadınlar ve Queerler

    1970’lerin sonunda punk sahnesi, işsizliğin ve 1968’in devrimci atmosferinden gelen akşamdan kalmalığın etkisiyle şekillendi. İlk punk dalgası, toplumsal normlara meydan okuyan bir öfke ve duyarsızlık içeriyordu. Bu öfkeli tavır, punk’ın queerliğini de ortaya koyuyordu: Sizi dışlayan toplumun varlığınız hakkında ne düşündüğünü önemsememek, punk’ın yırtık deri ceketlerinde somutlaşıyordu. Bu beyanın demokratik yanı ise, bedeni beyanın mekanizmasını herkesin kullanımına sunması ve DIY (kendin-yap) etiğini benimsemesiydi.

    Ancak, punk’ın ana akım medyadaki temsili çoğunlukla erkek gruplar üzerinden yapıldı. The Slits ve The Raincoats gibi kadın gruplar, müzik tarzları üzerinden punk rock’tan ayrıldıkları gerekçesiyle post-punk olarak sınıflandırıldı. Bu sınıflandırma, punk’ın gerçekten neyi kapsadığından ziyade, müzik tarzına indirgenmesine odaklanıyordu. Punk’ın popülaritesinin düşüşünün ardından gelen post-punk ve hardcore punk akımları, punk’ın ilk dalgasındaki etik ve estetik fikirleri farklı yerlere taşıdı. Özellikle Amerika’daki 1980’lerde çıkan hardcore punk sahnesi, ilk dalgadaki çeşitliliğin aksine oldukça maskülen ve erkek egemen bir yapı sergiliyordu.

    Hardcore Punk ve Cinsiyetçilik

    1980’lerde Amerika’da gelişen hardcore punk sahnesi, punk’ın ilk dalgasındaki çeşitliliği yansıtmaktan uzaktı. Bu sahne, maskülen ve erkek egemen bir yapı sergilerken, cinsel şiddetin ve homofobinin arttığı bir ortama da zemin hazırladı. Kadınların dışlandığı bu homososyal ortamda, feminist tepkiler de kaçınılmazdı.

    Riot Grrrl: Kendi Sahnemizi Yaratmak

    Washington, Olympia’da tohumlarını atan riot grrrl akımı, hardcore punk sahnesindeki cinsel şiddete ve dışlanmaya tepki gösteren kadınların kendi sahnelerini oluşturma çabasının bir sonucuydu. Riot grrrl, kadınların seslerini duyurmak ve kendi hikayelerini anlatmak için bir platform sundu. Bu hareket, pop grubu Spice Girls’e kadar uzanan “girl power” mottosunu benimsedi. Riot grrrl ve hardcore punk sahneleri arasında müzikal benzerlikler de bulunuyor. Bikini Kill ve Babes in Toyland gibi gruplar, bu karmaşık ilişkinin izlerini taşıyan örnekler olarak dikkat çekiyor.

    Queercore: Punk’ın Queerliğini Sahiplenmek

    Kanada merkezli queercore akımı ise, punk sahnesindeki homofobiye ve queer bireylerin dışlanmasına karşı bir başkaldırıydı. Queercore, punk’ın queerliğini ve dışlanmışlığını sahiplenen bir hareket olarak ortaya çıktı. Bu hareket, queer bireylerin punk sahnesinde kendilerini ifade edebilecekleri bir alan yarattı.

    Ladyfest: Güvenli Sahneler Yaratmak

    Son on yılda giderek artan “güvenli sahneler” yaratma düsturuyla hareket eden Ladyfest gibi organizasyonlar, punk sahnesindeki feminist politikaların günümüzdeki yansımalarıdır. Ladyfest, kadınların ve queerlerin kendilerini güvende hissedebilecekleri ve özgürce ifade edebilecekleri alanlar yaratma amacı güdüyor.

    Çoğul Anlamlılık ve İçsel Eleştiriler

    Bu hareketlerin tümü, punk’ın çoğul anlamlılığı içinde ele alınmalıdır çünkü her biri kendi içlerinde farklılıklar barındırır. Örneğin, riot grrrl hareketi, zamanla siyah müzisyenlerin deneyimlerine açık olmamakla eleştirildi ve bu eleştiriler, beyaz olmayan kadın ve queerlerin yazdığı fanzinlerle dile getirildi. Bu fanzinler de şu an riot grrrl’ün bir parçası olarak değerlendiriliyor.

    Punk sahnesindeki feminist politikalar, kadınların ve queerlerin punk içindeki varlıklarını ve direnişlerini, punk’ın çoklu anlamlılığı ve çeşitli ifade biçimleri üzerinden değerlendirir. Bu hareketler, punk’ın homojen bir yapı olmadığını ve farklı kesimlerin kendi hikayelerini ve direnişlerini punk sahnesinde ifade etme çabalarını temsil eder. Punk sahnesi, kadınlar ve queerler için bir direniş alanı olmuştur ve olmaya devam etmektedir.

    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıSoğuk Akılla Ölüm Kapıda
    Sonraki Yazı Bir İklim Bilimciye Göre 2034 Yılında İngiltere’ye Sürekli Yağmur Yağacak

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.