Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Milli Eğitim, Çocuk İşçiliğini Teşvik Ediyor

    12 Ağustos 2025, 18:07

    SDG’den Suriye’de Gerilim Açıklaması: Şam Hükümeti ve HTŞ Provokasyon Yapıyor

    12 Ağustos 2025, 15:22

    Gazze’de Son 24 Saatte 89 Can Kaybı, 513 Yaralı

    12 Ağustos 2025, 15:14

    Kentsel Dönüşüm Gerilimi: Topağacı Sakinleri Hakları İçin Ayakta

    12 Ağustos 2025, 15:06

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Milli Eğitim, Çocuk İşçiliğini Teşvik Ediyor

    Milli Eğitim, Çocuk İşçiliğini Teşvik Ediyor

    Devlet, kamu hizmeti olması gereken eğitimi piyasa mekanizmalarına teslim ederek, bireylerin özerk gelişim hakkını gasp ediyor.
    Asiye KarahanAsiye Karahan12 Ağustos 2025, 18:07
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Türkiye’de eğitim politikaları, uzun süredir sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillendiriliyor. Devlet, kamusal eğitimin niteliğini ve bütçesini artırmak yerine, özel sektörün çıkarlarına hizmet eden düzenlemeler yaparak eğitim sistemini köklü biçimde dönüştürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), devlet okullarına kaynak aktarmaktan imtina ederken, özel mesleki ve teknik Anadolu liselerine milyarlarca liralık teşvik sağlayarak fiilen çocuk işçiliğini destekliyor.

    2025-2026 eğitim-öğretim yılı için Resmi Gazete’de yayımlanan son tebliğ, bu durumun açık bir göstergesi niteliğinde. Tebliğe göre özel meslek lisesi patronlarına, her öğrenci için 77 bin 626 TL’ye varan devlet desteği sağlanacak.

    Kamu Kaynaklarının Patronlara Akışı

    Türkiye’de devlet okulları kronik bir kaynak yetersizliği içinde bırakılırken, velilerden “bağış” adı altında zorla para toplanıyor, temizlik, güvenlik ve bakım gibi en temel ihtiyaçlar bile karşılanamıyor. Okul binaları eskiyor, sınıflar kalabalıklaşıyor, öğretmen açığı büyüyor. Ancak tüm bu gerçekler görmezden gelinerek kamu kaynakları, “özel sektörle iş birliği” bahanesiyle patronlara aktarılıyor.

    Yeni teşvik düzenlemesi ile özel meslek lisesi sahiplerine sağlanacak ödeneklere %35 zam yapıldı.

    • Organize sanayi bölgeleri içindeki özel okullar: Öğrenci başına 48.948 TL ile 77.626 TL arasında destek.
    • Organize sanayi bölgeleri dışındaki özel okullar: Öğrenci başına 36.482 TL ile 48.894 TL arasında destek.

    Geçen dönemde 57 bin TL olan üst limitin 77 bin TL’yi aşması, kamu bütçesinden özel sermayeye doğrudan milyarlarca lira aktarılması anlamına geliyor. Bu destekler, gerçekte eğitim hizmetini geliştirmekten çok, işletme mantığıyla çalışan özel kurumların kârlarını büyütüyor.

    Eğitimi Ticarileştirme ve Çocuk Emeğini Sömürme

    MEB’in 2022-2023 verilerine göre Türkiye’de 337 özel meslek lisesi bulunuyor. Bu okullarda 151 bin 655 öğrenci eğitim görüyor. Bu rakam, mesleki ve teknik ortaöğretimdeki toplam öğrenci sayısının yaklaşık %10’unu oluşturuyor. Yani devlet, öğrenci başına verdiği yüksek miktardaki destekle yalnızca bu %10’luk kesimi kapsayan özel okullara, devasa boyutta kamu kaynağı aktarıyor.

    Bu durum yalnızca bir eğitim politikası tercihi değil; aynı zamanda, çocuk emeğinin sistematik biçimde ucuz iş gücü olarak kullanılması anlamına geliyor. Zira mesleki eğitim adı altında, lise çağındaki gençler haftanın belirli günlerinde fabrikalara, atölyelere, üretim tesislerine gönderiliyor. Patronlar, bu öğrencileri düşük maliyetle çalıştırarak hem iş gücü giderlerini azaltıyor hem de gelecekteki potansiyel işçilerini kendi ihtiyaçlarına göre şekillendiriyor.

    Genel Değerlendirme

    Tabloya bakıldığında, devletin ve sermayenin iç içe geçmiş çıkar ilişkileri net bir biçimde görülüyor. Devlet, kamu hizmeti olması gereken eğitimi piyasa mekanizmalarına teslim ederek, bireylerin özerk gelişim hakkını gasp ediyor. Çocuklar, eleştirel düşünceyi geliştiren özgür bir eğitim sürecinden mahrum bırakılarak, itaatkâr ve uyumlu iş gücü haline getiriliyor.

    Bu sistemde eğitim, toplumsal eşitliği güçlendiren bir araç olmaktan çıkıyor; aksine, sınıfsal eşitsizlikleri yeniden üreten bir mekanizmaya dönüşüyor. Eğitimden beklenti artık “özgür bireyler” değil, “disiplinli çalışanlar” yetiştirmek. Devletin bu yönelimi, kapitalist üretim ilişkilerinin sürekliliğini garanti altına alırken, gençlerin yaşamlarını daha okul sıralarındayken sermaye çarklarının içine hapsediyor.

    Alternatif Eğitim Modellerinin Önemi

    Bu gidişata karşı, kapitalist üretim ilişkilerinden bağımsız, özgür ve kolektif eğitim modelleri hayati önem taşıyor. Mahalle dayanışmaları, özgür okul inisiyatifleri, yatay örgütlenme temelli öğrenme toplulukları, bireylerin kendi öğrenme süreçlerini belirlediği katılımcı modeller, bu sistemin alternatifi olabilir.

    Eğitim, yalnızca piyasanın taleplerine göre şekillenen bir süreç olmaktan çıkarılmalı; insanın yaratıcı, eleştirel ve özgür yönlerini geliştiren bir yaşam pratiğine dönüştürülmelidir. Bu da ancak devlet-sermaye iş birliğinin dışında, toplumsal dayanışmaya dayalı, eşitlikçi ve özyönetim esaslı bir eğitim anlayışıyla mümkün olur.

    Çocuk İşçi Milli Eğitim Bakanlığı
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıSDG’den Suriye’de Gerilim Açıklaması: Şam Hükümeti ve HTŞ Provokasyon Yapıyor

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Göz Dönmüşlük ve Sessizlik Arasında Savaşın Gerçek Yüzü

    13 Haziran 2025, 11:36

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49
    YAZARLAR
    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Milli Eğitim, Çocuk İşçiliğini Teşvik Ediyor

    12 Ağustos 2025, 18:07

    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.