Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Lacan’ın Hegelci Efendi/Köle Diyalektiği ve Anarşizmin Devrimci İddialarına Eleştirel Bir Bakış
    Güncellendi:4 Aralık 2024, 21:32

    Lacan’ın Hegelci Efendi/Köle Diyalektiği ve Anarşizmin Devrimci İddialarına Eleştirel Bir Bakış

    Doruk ManisalıDoruk Manisalı26 Kasım 2024, 11:57
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Lacan’ın Hegelci Efendi/Köle diyalektiği yorumu, devrimci siyasetin doğasına ilişkin derin sorular ortaya koyar. Lacan, devrimci arzunun, karşı çıktığı otorite yapısını yeniden üretme potansiyelini vurgulayarak, radikal siyasetin içkin çelişkilerini gözler önüne serer. Bu bağlamda, anarşizmin otorite ve tahakküme karşı sunduğu iddialar, Lacan’ın eleştirisi üzerinden yeniden değerlendirilmelidir. Anarşizm, otoriteyi ortadan kaldırmaya çalışırken, Lacan’ın uyarısına göre, kendi içinde yeni bir otorite biçimi yaratma riski taşır mı? Devrimci özne, karşı çıktığı otoritenin mantığına ne kadar içkindir? Bu yazıda, Lacan’ın Hegelci yorumu ile anarşizmin teorik iddialarını bu soru ışığında tartışacağız.

    Hegelci Diyalektik: Efendi ve Köle İlişkisi

    Hegel’in Efendi/Köle diyalektiği, tahakküm ilişkilerinin doğasına dair çarpıcı bir kavrayış sunar. Hegel’e göre, öznenin kendini tanıması, ancak ötekiyle olan ilişki üzerinden mümkündür. Ancak bu tanınma, ötekinin tanınmasının reddini içerir; böylece Efendi (tanınan) ve Köle (tanıyan) arasındaki tahakküm ilişkisi doğar (Hegel, Tinin Fenomenolojisi). Bu ilişki, öznenin özgürlüğünün paradoksal yapısını açığa çıkarır: Efendi’nin kimliği, Köle’nin tanımasına bağlıdır ve bu karşılıklı bağımlılık, ilişkinin dengesiz doğasını gösterir.

    Lacan, bu diyalektiği yeniden yorumlayarak, Efendi ile Köle arasındaki ilişkinin yapısal bağını, arzunun işleyişi üzerinden inceler. Lacan’a göre, özne, kendi arzusunun öteki tarafından tanınmasını ister; bu da tahakküm ilişkilerini yeniden üretir. Lacan’ın yorumu, Hegel’in diyalektiğinde bir uzlaşma olan evrensel Devlet fikrini reddeder ve tahakkümün kaçınılmazlığını vurgular (Lacan, Écrits).

    Anarşist Teorinin İddiaları

    Anarşizm, tahakküm ilişkilerinin kaynağını siyasi otoritede ve Devlet yapılarında görür. Bakunin, Devlet’in her zaman baskıcı olduğunu ve devrimci bir devletin dahi yeni bir tahakküm biçimi yaratacağını öne sürer. Bakunin’e göre, siyasi otorite, insanın doğal özgürlüğüne bir müdahaledir ve bu müdahale ortadan kaldırıldığında, toplum rasyonel ve etik bir uyum içinde işleyebilir (Seçme Eserler). Kropotkin ise, insan ve hayvan toplumlarında işbirliği ve karşılıklı yardımlaşmanın doğal düzen olduğunu savunarak, otoritenin gereksizliğini ileri sürer (Etika).

    Bu bakış açısına göre, anarşist devrim, tahakkümü ortadan kaldırarak bireyin özgürlüğünü açığa çıkarır. Ancak Lacan’ın eleştirisi, anarşist teorinin bu iddiasına bir meydan okuma olarak karşımıza çıkar.

    Lacan’ın Eleştirisi: Devrimci Arzunun Çelişkisi

    Lacan, devrimci arzunun, karşı çıktığı otoriteyi yeniden üretme potansiyeline dikkat çeker. Mayıs 1968 olayları sırasında öğrencilerle yaptığı konuşmada dile getirdiği şu sözler, bu eleştiriyi özetler: “Devrimciler olarak arzuladığınız şey bir Efendi’dir. Bir Efendiniz olacak!” (Lacan, aktaran Stavrakakis). Lacan’a göre, devrimci özne, kendi arzularının yapılandırılmasında karşı çıktığı otoritenin mantığına bağımlıdır.

    Bu bağlamda anarşizm, Lacan’ın uyarısına göre, kendi içinde bir otorite yaratma riski taşır. Anarşist devrim, otoriteyi yıkmayı amaçlarken, bu yıkım sürecinde yeni bir tahakküm biçiminin tohumlarını taşıyabilir. Örneğin, Bakunin’in bilim insanları ve uzmanlardan oluşan bir bürokratik sınıfın ortaya çıkabileceğine dair öngörüsü, bu riski açıkça gösterir (Seçme Eserler).

    Tahakkümün Yerine Dair Sorun

    Lacan, tahakkümün bir “yer” olduğunu ve bu yerin basitçe ortadan kaldırılamayacağını öne sürer. Bu görüş, anarşizmin tahakkümü ortadan kaldırma iddiasını temelinden sarsar. Lacan’a göre, tahakküm, öznenin toplumsal ilişkilerdeki konumuna içkindir ve bu nedenle devrimci ihlal, tahakkümün yerini boşaltamayabilir; aksine, bu yerin yeniden doldurulmasına yol açabilir.

    Bir Uzlaşma Mümkün mü?

    Lacan’ın eleştirisi, anarşizmin teorik temelini bütünüyle reddetmek yerine, bu teoriyi derinleştirmek için bir fırsat sunabilir. Anarşizm, otoritenin yapısal zorunluluklarını tanıyarak, devrimci mücadelenin stratejilerini yeniden değerlendirebilir. Lacan’ın gösterdiği gibi, otoriteye karşı verilen mücadele, devrimci öznenin kendi konumunu sorgulamasını gerektirir. Bu, anarşizmin, tahakkümü ortadan kaldırmanın ötesine geçerek, onun yeniden üretilmesini önleyecek mekanizmalar geliştirmesi gerektiğini gösterir.

    Anarşizm ve Lacan’ın Diyalektiği

    Lacan’ın Hegelci diyalektiği, anarşizmin devrimci iddialarını eleştirel bir şekilde değerlendirmek için güçlü bir çerçeve sunar. Anarşizmin, tahakkümü ortadan kaldırma çabasında kendi otoritesini yaratma riski, Lacan’ın uyarısıyla daha görünür hale gelir. Ancak bu eleştiri, anarşist teorinin geçersizliği anlamına gelmez; aksine, otorite ve tahakkümün doğasına dair daha derin bir anlayış geliştirme fırsatı sunar. Anarşizm, Lacan’ın eleştirisini dikkate alarak, devrimci arzunun içkin çelişkilerini kabul etmeli ve radikal siyasetin sınırlarını yeniden tanımlamalıdır.


    Kaynakça

    • Hegel, G.W.F. Tinin Fenomenolojisi.
    • Lacan, Jacques. Écrits: A Selection.
    • Stavrakakis, Yannis. Lacan and the Political.
    • Bakunin, Mikhail. Seçme Eserler.
    • Kropotkin, Peter. Etika.
    • Borch-Jacobsen, Mikkel. The Emotional Tie: Psychoanalysis, Mimesis, and Affect.
    • Butler, Judith, Ernesto Laclau ve Slavoj Žižek. Contingency, Hegemony, Universality: Contemporary Dialogues on the Left.
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıKorkmadılar, Susmadılar, İtaat Etmediler
    Sonraki Yazı D. Graeber: “Tüm bu ekonomik sadomazoşizme gerek yok”

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.