Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Koca Çınarın Acı Dolu Hikâyesi Nekbe ‘ye iki kez tanıklık etti: 91 yaşındaki Gazzeli büyükannenin 1948 ve 2024 yıllarındaki hayatta kalma ve ölüm hikâyesi.
    Güncellendi:2 Ekim 2024, 16:21

    Koca Çınarın Acı Dolu Hikâyesi Nekbe ‘ye iki kez tanıklık etti: 91 yaşındaki Gazzeli büyükannenin 1948 ve 2024 yıllarındaki hayatta kalma ve ölüm hikâyesi.

    9o’ları devirmiş Nine Halime Ebu Dayya 1948’de topraklarından kovulduğunda hayatının en kötü günü olduğunu düşünüyordu. Birçokları gibi o da Gazze’ye göç etti. Yıllar sonra Gazze'de devam eden İsrail bombardımanı, açlık ve zorla yerinden edilme kampanyası sırasında katlandığı zorlukların sadece bir anlık görüntüsü oldu. Ailesine göre, bu zorluklar sonunda Gazze Şehri'nde ölümüne yol açtı.
    AdminosAdminos2 Ekim 2024, 16:03
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Maya Hüseyni- Deir el-Balah-Middle East Eye-26 Eylül 2024-Çeviri: Haşmet Demirel

    Halime Ebu Dayya, Siyonist milislerin 1948’de Filistinlilerin Nekbe (Felaket) olarak adlandırdığı etnik temizlik harekâtı sırasında kendisini evinden kovduklarında hayatının en kötü gününü yaşadığını düşünüyordu.

    Ancak o gün, Gazze’de devam eden İsrail bombardımanı, açlık ve zorla yerinden edilme kampanyası sırasında katlandığı zorlukların sadece bir anlık görüntüsü oldu. Ailesine göre, bu zorluklar sonunda Gazze Şehri’nde ölümüne yol açtı.

    Middle East Eye (Ortadoğu Gözü), Gazze’de yaşayan büyükanneyle 2018 yılında,  O 91 yaşındayken konuştu. O zaman, Siyonist katliamlar ve Filistin kasabalarının yıkımı İsrail devletinin kurulmasına zemin hazırlarken, Gazze’ye bağlı bir köy olan Dayr Sunayd’daki evinden zorla çıkarılışını hatırladı.

    Ebu Dayya o dönemde yaşadıklarını Ortadoğu Gözü’ne şöyle anlattı: “Silah zoruyla bizi Gazze sınırına yakın bir yere götüren arabalara bindirildik ve burada üç gün kaldıktan sonra tekrar Gazze Şeridi’ne götürüldük. Yerimizden edildiğimizde üç çocuğum vardı ve hamileydim. Hayatımın en zor günüydü..”

    İsrail’in Gazze’ye yönelik bir yıldır devam eden savaşı tırmanırken, O.G(Ortadoğu Gözü) başka bir röportaj için Ebu Dayya’nın ailesiyle temasa geçti.

    Aile, Ebu Dayya’nın yaklaşık yedi ay içinde 10’dan fazla kez yerinden edildiğini söyledi. Bu yılın başlarında Gazze’nin kuzeyinde İsrail’in tetiklediği kıtlık sırasında ona yiyecek sağlamakta zorlandılar, çünkü o sırada mevcut olan tek yiyecek olan hayvan yeminden yapılan ekmeği yiyemiyordu. Ve en sonunda hayata veda etti.

    ‘Neredeyse her sabah eve dönmek istiyordu… Girdiğimiz her ev onu şaşırtıyordu’

    Akıldan Çıkmayan Ayrılma Korkusu

    Ebu Dayya’nın torunu Afnan Ebu el-Kumsan, birden fazla yer değiştirmesi sırasında ona eşlik etti. Büyükannesinin son günlerini kafa karışıklığıyla dolu olarak hatırlıyor: Alzheimer’ı kötüleşmeye devam ettikçe, Ebu Dayya oğlunun babası olduğunu düşünmeye başlamış.

    Nekbe’den Önce Filistin’de Köylerde Yaygın Olan Zeytin ve Portakal

    Kumsan “Sürekli olarak memleketi ve meyve bahçesi (Nakba’dan önce ailesine ait olan) hakkında sorular soruyordu” diye anlattı.

    Kumsan, ilk göçün Gazze’nin kuzeybatısındaki El Tavam bölgesinin İsrail savaş uçakları tarafından bombalanmasının ardından bir komşusunun evine olduğunu sözlerine ekledi.

    “Komşularımızın bodrumuna sığındık ve Kızıl Haç’a ulaştık, ancak onlar [bizim bölgemize] ancak gelebildiler, Hareket etmek bizim için zordu, özellikle de durmayan yangın kemerleriyle. Komşularımızdan biri için gelen bir ambulans bile onlara ulaşır ulaşmaz bombalandı.” dedi 29 yaşındaki genç.

    Ebu Dayya ve ailesi sonraki aylarda İsrail askerlerinin saldırılarına uyum sağlamak için Gazze’nin farklı mahalleleri arasında birçok kez yer değiştirdi.

    İsrail’in Evlerinden Kovduğu Nekbe Göçü 1948.

    Yüz binlerce Gazze sakini İsrail’in sınır dışı etme emirlerinin ardından Gazze Şeridi’nin orta ve güney kesimlerine taşınmak zorunda kalırken, Ebu Dayya’nın ailesi Nekbe’nin tekrarlanmasından korkarak kuzeyde kalmayı tercih etti.

    Nekbe ya da İngilizce adıyla “felaket”, 1948 yılında İsrail’in kurulmasına yol açmak amacıyla yaklaşık 750,000 Filistinlinin tarihi Filistin topraklarından ve evlerinden etnik olarak temizlenmesini ifade etmektedir.

    Kumsan, büyükannesinin tıpkı 76 yıl önce olduğu gibi hala evini geride bırakma korkusu taşıdığını söyledi.

    Kumsan O.G.’ne. Anneannesi ile ilgili “Sürekli evden neden ayrıldığımızı soruyor, geri götürülmeyi talep ediyor ve eşyalarını ve kıyafetlerini soruyordu. Neredeyse her sabah eve dönmek isterdi,” diye bilgi verdi.

    90’lık Çınar Ebu Dayya Son Günlerini Aç Geçirdi.

    1948 yılında Ebu Dayya, Qumsan’ın babasına hamileydi ve onu karnında taşırken bir bölgeden diğerine taşındı. Şimdiki savaş sırasında 76 yaşındaki oğlu rolleri tersine çevirdi ve çoklu yer değiştirmeler sırasında yaşlı ninesini taşıdı.

    Kumsan “Büyükannem yürüyemiyordu, bu yüzden tekerlekli sandalyeye ihtiyacı vardı ve birinin onu taşıması gerekiyordu. Babam onu 12 ve 14 yaşındaki yeğenlerimin yardımıyla taşıdı, Bir keresinde, 29 Mart’ta, Ramazan sabahının erken saatlerinde, oruç tutarken, günlerce uykusuz, yiyeceksiz ve temiz su içmeden El Şifa Hastanesi bölgesinden ayrıldık. Sokakta bir tank vardı. Komşularımızla birlikte çıktık ama en son biz hareket ettik çünkü büyükanneyi taşımak zorundaydık ve tekerlekli sandalyeyi itmek zordu. Kavşağı geçtikten sonra bize doğru ateş ettiler ama Tanrı bizi korudu. Sokaklar molozlarla doluydu ve kızımın ayakları yaralandı.” Diye anlatıyor yaşadıklarını.

    “Bir zamanlar sadece hayvan yeminden yapılan ekmeğimiz vardı ve onu yiyemiyordu. Hem o hem de babam yaşlarından dolayı zayıfladılar’

    Gazze Halkının İkinci Nekbesi.

    ‘Daha da Kötü’ Bir Nekbe

    Ebu Dayya, Nakba ve Gazze’deki mevcut savaş olmak üzere iki büyük yerinden edilmeyi yaşadı ve torunu bunun 1948’den “daha da kötü olabileceğini” söylüyor.

    Kumsan “Nakba’ya iki kez tanık oldu. 1948 yılında bir kez Deyr Sunay’dan Gazze’ye göç ettirildi. Ancak bu savaş sırasında yaklaşık 10 kez yerinden edildi. Yaşlılığı ve yürüyememesi nedeniyle yerinden edilmek onun için bin kat daha zor oldu. Gazze’ye karşı savaş: Dünya, ilkinden 76 yıl sonra ikinci bir Nakba’yı durdurmalı Her kaçışımızda, yıkım ve bombardıman onu şok ve gözyaşları içinde bıraktı. Bazen sokaklarda yatan şehitleri görüyordu.” Dedi

    Sahneler, Ebu Dayya için acı dolu anıları tetikledi; çocukları ve torunları bunu daha önce birçok kez duymuştu. Nakba sırasında, bombardımanın her yerde duyulduğunu onlara anlatırdı.

    Özellikle Deir Yassin katliamı haberlerinin yayılmasının ardından terör de zirveye çıkmıştı.

    Katliam 9 Nisan 1948’de, daha önce ateşkes kararı alınmış olmasına rağmen, Kudüs yakınlarındaki küçük Filistin köyünde ev ev dolaşarak 100’den fazla kişiyi öldüren Siyonist milisler tarafından gerçekleştirilmiştir. Öldürülenlerin çoğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşuyordu.

    Kumsan, Ninesinin “O dönemde Deir Yassin’de hamile kadınların öldürüldüğünü veya düşük yapmaya zorlandığını duymuşlar” diye anlattığını aktardı bize.

    Bugün de Gazze’de yaklaşık iki milyon Filistinli ülke içinde yerinden edilmiş durumda.

    Ebu Dayya torunlarına Deyr Sunayd’daki evinden ayrılırken birkaç gün içinde döneceğini düşündüğünü söylemiş.

    “Son günlerinde bizimle birlikte Şeyh Rıdvan mahallesindeki kız kardeşimin evinde kaldı. Özellikle meyve, sebze, süt veya yoğurt gibi temel ihtiyaçların eksikliği nedeniyle sağlığı kötüleşmeye başladı, o zamanlar sadece hayvan yeminden yapılmış ekmeğimiz vardı, onu da yiyemiyordu. Hem o hem de babam yaşları ve uygun ulaşım olmadan sürekli yer değiştirmeleri nedeniyle zayıfladılar.” diye hatırlıyor Kumsan.

    Ebu Dayya’nın Ölene Dek Kaldığı ve Son Günlerini Geçirdiği Odasının Enkazı.

    Hayfa’ya Dönüş

    Ebu Dayya 26 Mayıs Pazar günü hayatını kaybetti.

    Aile başlangıçta onu, Şeyh Rıdvan Mezarlığı’na ulaşmanın tehlikesi nedeniyle, mevcut savaşta ölenler için stadyumdan dönüştürülen bir toplu mezara defnedecekti.

    Ancak aile risk alarak mezarlığa ulaştı ve onu kocası Mahmud Musa Ebu el-Kumsan’ın yanına gömdü.

    Ebu Dayya öldüğü sırada ailesinin çoğundan ayrıydı; kızlarından bazıları ve kız kardeşlerinden biri Gazze’nin güneyine kaçmış, oğullarının çoğu ise yurt dışındaydı.

    “Onun ölümünden sonra [mahallemiz] El-Tawam’a döndük. Evin büyük bir kısmı yıkılmıştı ve bölge neredeyse terk edilmişti. İnsanların çoğu güneye gitmiş ya da evleri tamamen yok olmuştu,” diye hatırlıyor Ebu el-Kumsan.  

    Ailesinin büyükannesini rahatlatmak ve Nakba’nın travmatik anılarını geride bırakmasına yardımcı olmak için sürekli çaba sarf etmesine rağmen, savaş sırasında maruz kaldığı koşulların onu nasıl tetiklemeye devam ettiğini anlattı.

     “Geceleri uyuyamazdı, bombalama sesleriyle irkilerek uyanırdı. Yer değiştirmemiz sırasında ne zaman bombardıman olsa, ‘İsrailliler bizi bombalayacak’ diyerek sesten ve yıkımdan dehşete düşerdi. Savaştan önce büyükannem Ghassan Kanafani’nin Nakba hakkındaki romanından uyarlanan ‘Hayfa’ya Dönüş’ dizisini çok severdi. Telefonda benimle birlikte izlerdi ve her zaman Safiye’yi [Filistinli bir mülteci] ve kayıp oğlunu bulup bulmadığını sorardı. Sanki kendi ailesiymiş gibi onlar için ağlardı.”

    Açlık Ekmek Eve Dönmek Gazze Halime Ebu Dayye Hayfa Nekbe Nine
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıTürk Metal Sen’den Bitron Elektromekanik’te İşten Çıkarmalara Karşı Protesto: “Onurlu Mücadelemizden Vazgeçmeyeceğiz”
    Sonraki Yazı Kadınlara Dayatılan Ataerkil Yük ve Mücadele Alanı: Yaşlı Bakımı

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Yunanistan’da Genel Grev: İşçiler, Öğrenciler, Emekliler Ayakta!

    9 Nisan 2025, 22:08

    ODTÜ Öğrenciler: “Genel Grev Çağrısı Yapıyoruz”

    7 Nisan 2025, 21:58

    Boğaziçi Öğrencileri Boykotta Kararlı: “Sıra Arkadaşlarımız İçin Direnmeye Devam Edeceğiz”

    6 Nisan 2025, 23:39
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.