Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Kapitalizmin Hiyerarşik Doğası, Emeğin Yabancılaşması
    Güncellendi:9 Temmuz 2024, 10:55

    Kapitalizmin Hiyerarşik Doğası, Emeğin Yabancılaşması

    Deniz ÖzelDeniz Özel4 Haziran 2024, 12:24
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Kapitalizmin hiyerarşik doğası, işçi ve işveren arasındaki güç dengesizliğine ve emeğin yabancılaşmasına dayanır. Bu yapı, işçilerin özgürlüğünü kısıtlar ve onları patronun otoritesine boyun eğmeye zorlar. Bu nedenle, kapitalizmin hiyerarşik yapısı, sistemin doğasında var olan bir özellik olup, işçi sınıfının maruz kaldığı baskının ve yabancılaşmanın temel nedenidir.

    Anarşist düşünürler ve eleştirmenler, kapitalizmin doğası gereği hiyerarşik olduğunu savunarak, işçilerin emeklerinin ürünlerini değil, doğrudan emeği kendisi karşılığında para alarak değiş tokuş ettiklerini belirtirler. Bu süreçte işçiler, belli bir süre için kendilerini satar ve ücret karşılığında işverenlerine itaat etmeyi kabul ederler. Bu, kapitalizmin temel dinamiklerinden biridir ve hiyerarşik yapısını belirler.

    Carole Pateman, bu konuda derinlemesine bir analiz sunar:

    “Yetenekler veya emek gücü, işçinin iradesini, anlayışını ve deneyimini kullanmadan kullanılamaz. Emek gücünün kullanılması, onun ‘sahibinin’ varlığını gerektirir ve bu güç, işçinin gerekli şekilde hareket etmesi, kabul etmesi veya zorlanması durumunda kullanılabilir hale gelir; yani işçi emek vermelidir. Emek gücünün kullanımı için yapılan sözleşme, yeni sahibinin ihtiyaç duyduğu şekilde kullanılmadıkça kaynak israfıdır. Emek gücü ‘kurmacası’ kullanılamaz; gereken şey, işçinin talep edildiği şekilde çalışmasıdır. İş sözleşmesi, bu nedenle, işveren ile işçi arasında bir emir ve itaat ilişkisi yaratmalıdır… Kısacası, işçinin emek gücünü sattığı iddia edilen sözleşme, aslında işçinin kapasitesinden ayrılamadığı için, bedeninin ve kendisinin kullanımına yönelik bir komut satışı sözleşmesidir. Bir başkasının kullanım hakkını elde etmek, (medeni) bir efendi olmaktır.”

    Bu ifadeler, kapitalist sistemin, işçinin iradesini ve ajansını işverenin kontrolüne teslim ettiği gerçeğini gözler önüne seriyor. İşçi, çalışma saatleri boyunca patronun otoritesine tabi olur ve bu, kapitalizmin hiyerarşik doğasını ortaya koyar. Noam Chomsky’nin de belirttiği gibi, “bir şirket, fabrika veya işyeri ekonomik açıdan faşizmin eşdeğeridir: kararlar ve kontrol kesinlikle yukarıdan aşağıya doğrudur.” Bu durum, işçilerin özgürlüğünü sınırlayan ve onları işverenin emirlerine boyun eğmeye zorlayan bir sistem yaratır.

    Kapitalizmin İşçi ve İşveren İlişkisi

    Kapitalizmde işçi ve işveren arasındaki ilişki, güç ve otorite üzerine kuruludur. İşveren, işçiye emirler verir ve işçi bu emirlere itaat etmek zorundadır. Bu ilişki, özgür bir sözleşmeye dayalı gibi görünse de, aslında işçinin özgürlüğünü kısıtlayan bir yapıya sahiptir. David Ellerman, bu durumu şöyle açıklar:

    “İstihdam sözleşmesinde, işçiler yasal haklarını işverenlerine devreder ve ‘istihdam kapsamı içinde’ faaliyetlerini yönetme hakkını işverenlerine devrederler.”

    Bu hiyerarşik yapı, işçilerin kendi işlerinden ve dolayısıyla kendilerinden yabancılaşmasına neden olur. İşçiler, çalışma saatleri boyunca kendilerini yönetmezler ve bu nedenle özgür değillerdir. Bu durum, kapitalizmin işçi üzerinde yarattığı baskının ve yabancılaşmanın temel nedenlerinden biridir.

    Emeğin Yabancılaşması ve İnsanlık Üzerindeki Etkileri

    Kapitalizm, emeği diğer tüm mallarla aynı kefeye koyarak, emeğin sahibinden ayrılmazlığı konusundaki temel ayrımı reddeder. Bu, emeğin sadece bir mal olarak görülmesine ve işçinin iradesinin patronun kontrolüne girmesine neden olur. Karl Polanyi, bu durumu şu şekilde özetler:

    “Emek, insan faaliyeti için başka bir addır ve bu da hayatla birlikte gelir, satmak için değil, tamamen farklı nedenlerle üretilir ve bu faaliyet hayatın geri kalanından ayrılamaz, saklanamaz veya seferber edilemez… Piyasa mekanizmasının insan ve doğal çevrelerinin kaderini tek başına yönlendirmesine izin vermek… toplumun yıkımına yol açar.”

    Bu bağlamda, emek sadece bir mal değil, aynı zamanda insanın kişiliği ve iradesiyle bağlantılı bir faaliyettir. Emeğin mal haline getirilmesi, işçilerin kendilerini nesne olarak görmelerine ve bu da onların zihinsel ve fiziksel sağlıklarını olumsuz etkiler.

    Kapitalizmin bu yapısının farkında olmak, işçi haklarını savunmak ve daha adil bir toplum inşa etmek için önemlidir. Emeğin mal haline getirilmesine karşı çıkmak ve işçilerin kendi iradeleriyle çalışabilecekleri bir sistem oluşturmak, insanlık onurunu ve özgürlüğünü korumanın temel adımlarından biridir.

    Hiyerarşi Yabancılaşma
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıDEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan’ın Yurtdışı Çıkışı Engellendi
    Sonraki Yazı İzlanda’da Yeni Volkanik Patlama!

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.