Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Kadınlar Samsun’da Eril Devletin Kanlı Ellerine Karşı Ayakta: “Artık Yeter, Yaşamak İstiyoruz!”

    Kadınlar Samsun’da Eril Devletin Kanlı Ellerine Karşı Ayakta: “Artık Yeter, Yaşamak İstiyoruz!”

    Deniz ÖzelDeniz Özel7 Ekim 2024, 20:09
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Samsun Kadın Dayanışması’nın çağrısıyla bugün (7 Ekim) saat 18.30’da şehir kulübü önünde bir araya gelenler kadın katliamlarına karşı yürüdü.
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Samsun’da sokaklar bir kez daha ayaklandı. Kadınlar, erkek egemenliğine ve devletin şiddet düzenine karşı, Samsun Kadın Dayanışması’nın çağrısıyla bugün saat 18.30’da şehir kulübü önünde buluştu. Sloganlar yankılandı: “Erkek adalet değil, gerçek adalet!” “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!” Çünkü sokaklar bizim, hayat bizim, isyan bizim!

    Kadınlar yürürken yalnızca adımlarını değil, öfkelerini de haykırıyordu. “Artık yeter” yazılı pankartlar, sadece bir çağrı değil, bu çürümüş düzene karşı açık bir başkaldırıydı. Akbank önünde toplanan kadınlar, devlete ve onun suç ortaklarına seslendi: “Bu topraklarda her gün ya öldürülüyoruz, ya tacize tecavüze uğruyoruz. İktidar, kadın düşmanı politikalarıyla hayatlarımızı kuşatıyor. Faili koruyan erkek adaletin ellerinde kadınların kanı var. Her yer suç mahalli!”

    Bu çürümüş düzenin son örneği, İstanbul’un ortasında 19 yaşındaki Semih Çelik’in iki kadını, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’i, katledip intihar etmesiydi. Bu cinayetler, ne münferit bir sapığın işi ne de bir anlık delilikti. Bu vahşet, devletin ve AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarının ürünü. Semih Çelik değil, AKP-MHP iktidarı ve onun yarattığı erkek şiddeti suçlu! Kadınlar öfkeli: “Yaşamak istiyoruz!” Devlet, bu cinayetleri durdurmak için tek bir adım atmıyor, kadınları değil failleri koruyor. Kolluk güçleri, şiddet mağdurlarını değil, sokakta isyan eden kadınları bastırmak için çaba harcıyor!

    Adalet mi? Sosyal medya paylaşımlarına göre hareket eden bir adalet mekanizmasından ne beklenebilir? Karakola gidip şikayet etmek anlamsız, çünkü failler ellerini kollarını sallayarak çıkıyor. Cezasızlık politikası, bu sistemin kadınları öldürmek için tasarladığı bir silah. Bu iktidar, kadınları sokakta gece yürürken suçlu göstermek, onları dört duvara mahkum etmek için elinden geleni yapıyor.

    Basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı

    Kadınların nasıl doğuracağı, doğurup doğurmayacağını denetlemek devletin görevi değildir. Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu ‘’Doğal Olan Normal Doğum’’ temalı toplantı ise kadınların bedeni üzerinde tahakkümü yeniden üretmektedir. Devlet kadın bedeni üzerinden ellerini çekmeli, kadınların öldürüldüğü bir ülkede erkek şiddetini önlemelidir.

    Hukuken Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin ayrıldığına ilişkin beyanı bir anlam ifade etmese de toplum nezdinde bu çıkış erkek şiddeti önündeki barajı yıkan ve o günden bu yana hızla ve katlanarak artan kadın cinayetlerinin politik olduğunun en önemli kanıtıdır.

    Kadınların adalete inancı tamamen yok olmuştur. Bunun en önemli göstergesi salı günü Beyoğlu’nda iki kişi tarafından sokak ortasında yere yatırılarak taciz edilen genç kadının tacizcilerden şikayetçi olamamasıdır.

    Erkek şiddeti ve tacizi yaş ve sınır tanımamaktadır. Narin’in acısı hala tazeyken ve 90 haneli bir köyde bu cinayet aylardır çözüme kavuşmamışken bu kez de Osmaniye’de farklı yaşlardan 18 kişinin 14 yaşında bir çocuğa cinsel istismarda bulunduğu haberiyle sarsıldık. Bu 18 kişi teşhis edilmiş olmasına rağmen, yine bu kişilerden sadece 10’u tutuklanmıştır. Siz konuştukça biz ölüyoruz.

    Kadın düşmanı iktidarınız her gün bizi ölüme, şiddete mahkum ediyor. Hayatlarımızı size teslim etmeyeceğiz. İşte buradayız. Faillerden,kadin düşmanı iktidarınızdan hesap soruyoruz!

    Yıllardır kadınlar bu sokaklarda mücadele ediyor. Bir kadın daha eksilmemek için ülkenin her yerinde kadınlar isyan ediyor. Gücümüzü bu dayanışmadan ve bu isyandan alıyoruz. Kadınlara güvenli eşit bir yaşamı kadınlar kuracak. Kadın dayanışmasıyla umut ve inançla biz kuracağız.

    Rojin ve Gülistan Doku nerede, Narin’e ne oldu diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Her yer kadınlar için suç mahalliyken, erkek şiddetini teşvik eden iktidardan korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz.

    Bütün faillerden hesap sormaya, bu kadın düşmanı politikalar ve eril adalet mekanizması yok olana kadar meydanlarda olmaya, sesimizi yükseltmeye, birbirimizi savunmaya, dayanışmaya devam edeceğiz ve mutlaka kazanacağız.

    Basın Açıklaması Kadın Cinayetleri
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıYedi ekimin yıldönümünde Gazzeliller için eylem
    Sonraki Yazı Toprağın Kanı: Kapitalizmin ve Devletin Elinde Katledilen Doğa Savunucuları

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Yunanistan’da Genel Grev: İşçiler, Öğrenciler, Emekliler Ayakta!

    9 Nisan 2025, 22:08

    ODTÜ Öğrenciler: “Genel Grev Çağrısı Yapıyoruz”

    7 Nisan 2025, 21:58

    Boğaziçi Öğrencileri Boykotta Kararlı: “Sıra Arkadaşlarımız İçin Direnmeye Devam Edeceğiz”

    6 Nisan 2025, 23:39
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.