Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » “Kaçak beton santrali sorumluları yargılansın”
    Güncellendi:1 Kasım 2024, 13:09

    “Kaçak beton santrali sorumluları yargılansın”

    Aykırı İçerik KolektifiAykırı İçerik Kolektifi31 Ekim 2024, 19:56
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Türkiyeli 26 ekoloji ve meslek örgütü ile siyasi partilerin ilgili komisyonları, Hatay’ın Samandağ ilçesinde çevreye zarar veren ve ruhsatsız faaliyet gösteren Gürkal Hazır Beton Santrali ile ilgili açıklama yayımladı.

    Ekoloji savunucuları, açıklamada santralin kapatılması ve sorumluların yargılanması çağrısında bulundu.

    Samandağ’daki çevre mücadelesi, sadece yerel halkın değil Türkiye genelindeki ekoloji ve meslek örgütlerinin de dikkatini çeken bir olay haline geldi. Samandağ’ın Atatürk ve Yeşilada Mahalleleri arasında faaliyet gösteren Gürkal Hazır Beton Santrali’ne yönelik tepkiler, ruhsatsız faaliyet yürütülmesi ve çevreye büyük zarar verdiği gerekçesiyle aylardır sürüyor. Yerel halkın sağlıklı çevrede yaşama hakkını koruma mücadelesi de bu sebeple giderek daha geniş kitlelerin desteğini aldı.

    Santralin, Samandağ Belediyesi tarafından mühürlenmesine rağmen faaliyetlerine devam etmesi, devlet ve yerel yönetimler arasındaki sorumluluk paylaşımı konusunda tartışmalara yol açtı. Samandağ Ekoloji Platformu ve Eğitim-Sen gibi yerel örgütler, halka yönelik sağlık risklerinin ciddiyetini vurgularken, şirketin bölgedeki yasal yetkilerden aldığı destekle neredeyse dokunulmazlık kazandığını ifade ettiler. Halkı tehdit eden ve adeta devletin güvencesi altında gibi hareket eden santral ortaklarının ifadeleri ve destekle ilerlemesi ise birçok kişiyi endişelendirdi. Örneğin, santral yöneticilerinin Cumhurbaşkanlığı’ndan ve üst düzey yetkililerden destek aldıklarını iddia ettikleri ve bu güçle faaliyetlerini sürdürdükleri belirtiliyor​

    Samandağ’daki çevre savunucularının yalnız bırakıldığı hissi, halka karşı işletme sahiplerinin uyguladığı baskıyı arttırdı. Ekoloji mücadelesi verenler, şirketin taşeronları tarafından tehdit edildiklerini ve bazılarının evlerine kadar ziyaret edilerek yıldırma politikalarıyla karşılaştıklarını belirtti. Bu tür tehditler, yalnızca bireysel sağlığı tehdit etmiyor; aynı zamanda ekolojik dengenin korunması, toplum sağlığı ve hukukun üstünlüğü gibi daha geniş prensiplerin altını oyuyor. Böylesi bir durumun yarattığı endişe, başta Samandağ olmak üzere tüm Türkiye’de çevre mücadelesi veren topluluklara yeni bir perspektif kazandırıyor: Bu tür şirketlerle başa çıkmak için dayanışma güçlerinin daha çok artırılması gerektiği, çevre savunucularının toplumun çıkarlarını tehdit eden şirketler karşısında yalnız bırakılmaması gerektiği giderek daha fazla dile getiriliyor.

    Özellikle Hatay ve çevresinde yaşanan büyük deprem sonrasında, çevreyi korumanın toplumsal dayanıklılığı güçlendirmedeki öneminin daha iyi anlaşılması, bu mücadelenin yalnızca bir çevre meselesi değil, bir varoluş meselesi olarak ele alınmasını sağlıyor. Samandağ’daki halkın ve ekoloji örgütlerinin bu mücadelesi, yalnızca bölgesel bir çevre meselesi olmaktan çıkıp, ülke genelinde doğaya ve sağlıklı yaşama duyarlı bireyler için sembolik bir direniş alanı haline gelmiş durumda.

    “Suç işliyorsunuz”

    Anayasa’nın 56. maddesi kapsamında çevreyi koruma sorumluluğunun devlet ve yurttaşlarda olduğunu hatırlatan ekoloji savunucuları, doğaya ve halk sağlığına zarar veren beton santrallerin durdurulmasını isteyerek şöyle dedi:

    “Yaşamı yok oluşa sürükleyen bu santral ve Hatay’da benzer koşullarda çalışan tüm santrallerin, taş ocaklarının durdurulması ve kaldırılması ya da yurt dışında olduğu gibi çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden çalışmalarının sağlanması gerektiğini, bunun yapılmaması durumunda buna göz yumanların, izin verenlerin suç işlediklerini hatırlatıyoruz.

    “Demokrasi, yaşam ve doğa savunucuları olarak sürecin takipçisi olduğumuzun ve olacağımızın, hem ruhsatsız ve kaçak çalışan beton santralinin acilen kapatılmasını, hem de sağlıklı bir çevrede yaşama hakları yani Anayasal hakları için mücadele eden arkadaşlarımızın can güvenliğinin sağlanmasını beklediğimizi kamuoyuna duyuruyor ve yetkilileri göreve çağırıyoruz.”

    İmzacı kurumlar:

    Adana Ekoloji Platformu
    Antakya Çevre Koruma Derneği
    Artur Çevre Platformu
    ASİDER Antakya Şubesi
    Burgazada Orman Gönüllüleri Platformu
    Bursa Su Kolektifi
    Büyüknohutçu Dostları
    DEM Parti Ekoloji, Tarım ve Hayvan Hakları Komisyonu
    Doğanın Çocukları
    Doğu Akdeniz Çevre Platformu
    Ekoloji Birliği
    Ekoloji Politik
    Eskişehir Çevre Derneği 
    Hatay Barınma Hakkı Platformu
    Hatay Tabip Odası
    İklim Adaleti Koalisyonu 
    Karadeniz Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP)
    Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK)
    Kuzey Ormanları Savunması
    Marmaraereğlisi Çevre Gönüllüleri
    Muğla Çevre Platformu
    Samandağ Afetzede Derneği
    Samandağ Akdeniz Derneği
    Samandağ Çevre Koruma Derneği
    Samandağ Ekoloji Platformu
    Sürdürülebilir Yaşam Derneği
    Türk Tabipler Birliği
    Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi
    Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu

    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıSeçilen Belediye Başkanlarına Yönelik Baskının Anlamı Toplum İradesine Müdahaledir.
    Sonraki Yazı Nasıl bir kadın dayanışması?

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Eskişehir’de Siyanürlü Altın Madeni ve Termik Santral Projelerine Karşı Direniş Sürüyor

    13 Nisan 2025, 21:48

    Okyanuslardaki Coca-Cola plastik atıklarının 2030 yılına kadar yılda 602 milyon kilograma ulaşması bekleniyor

    1 Nisan 2025, 19:57

    Marmaris’te Hukuk Hiçe Sayılıyor: Mahkeme Kararlarına Rağmen İnşaat Devam Ediyor!

    25 Mart 2025, 15:36
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.