Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Hayatta Kalma Mücadelesi: Tavuk, Tespih ve Ekonomik Kriz

    Hayatta Kalma Mücadelesi: Tavuk, Tespih ve Ekonomik Kriz

    Deniz ÖzelDeniz Özel3 Aralık 2024, 15:05
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Elâzığ Gazi Caddesi, hayatta kalma mücadelesinin en gerçekçi kesitlerinden birini sunuyor. Kalabalığın ve günlük koşuşturmanın arasında, insanların yaşamın acımasız yüzüyle başa çıkmaya çalıştığı bu sokak, derin bir ekonomik krizin izlerini taşıyor.

    Sokağın her köşesinde farklı bir hikâye saklı; bir kadın çocuklarına tavuk dileniyor, genç bir adam gitarıyla para kazanmaya çalışıyor, çocuklar sokakta hayatta kalmanın yollarını arıyor. Ancak tüm bu manzaralar, yoksulluğun sadece görünen yüzü.

    Asıl mücadele, görünmeyen derinliklerde sürüyor.

    Tavuk Dilenirken: Bir Kadının Hikâyesi

    Gazi Caddesi’ndeki tavuk çevirme dükkanının önünde duran bir kadın, “Allah rızası için bir tane tüm tavuk al, çocuklarıma” diyerek çevresindekilere sesleniyor. Fırında nar gibi kızaran tavukların kokusu, kadının haykırışlarını daha da keskinleştiriyor.

    Yanından geçen bir seyyar satıcı, “Ablam, sen boyut atlamışsın. But değil, kanat değil, tüm tavuk diyorsun! Biz evimize götürebiliyor muyuz ki?” diyerek acı bir gerçekliği dile getiriyor. Ancak kadın, bu tepkilere aldırış etmeden dilenmeye devam ediyor.

    Bu sahne, sadece bir bireyin değil, toplumun büyük bir kısmının yaşadığı derin yoksulluğu gözler önüne seriyor.

    Çocukların Tek Hayali: Doyabilmek

    Biraz ileride, genç bir adam elindeki gitarla sokak sanatçılığı yapıyor. “Ne sen Leyla’sın ne de ben Mecnun…” diyerek şarkısını mırıldanıyor.

    Gitar kılıfında birkaç bozuk para var. Yanında küçük bir kız çocuğu, melodika çalmaya çalışıyor. Ancak soğuk hava nedeniyle elleri morarmış durumda. Çocuk, birkaç nota çaldıktan sonra ellerini ısıtmaya çalışıyor.

    Yanlarına gidip hayallerini sorduğumuzda, aldığımız cevap yürek burkuyor: “Ne hayali ağabey? Karnımız doysun yeter.”

    Bu çocuklar için hayaller, sadece karınlarını doyurabilmekten ibaret.

    Sokakta Okulun Anlamı

    Sokakta mısır, kestane, meyve satan çocukların ortak bir derdi var: Okul. Ancak onlar için okulun anlamı eğitim değil. “Okul karın doyurmuyor ağabey!” diyen çocuklar, eğitim hayallerinden vazgeçmiş. Geçim derdi, hem fiziksel hem de psikolojik olarak bir yük haline gelmiş.

    Bu çocuklar için okul sıralarında oturmak, boş bir zaman kaybı gibi görünüyor. Sokakta para kazanmaya çalışırken öğrenmeye de umut etmeye de yer kalmıyor.

    Kriz ve Sokağın Çözümü: Kemer ve Tespih

    Caddenin bir köşesinde, tespih satan bir adam, “Strese birebir! Çek tespihi, sıkıntını unut!” diye bağırıyor. Yan tarafta bir başka satıcı ise “Kaliteli kemerler, sadece 50 lira! Sıkabildiğin kadar sık!” diyerek ekonomik krizin çaresizliğini mizahi bir dille özetliyor.

    Her ürün bir çözüm gibi sunulsa da bu, sadece derinleşen sorunların üzerini örtmekten öteye gidemiyor.

    Tespih çekmek ya da kemer sıkmak, geçim sıkıntısına çare olmuyor.

    İzzetpaşa Pasajı: Hayaller ve Gerçekler

    Elâzığ’ın ünlü İzzetpaşa Pasajı, süslü vitrinleri ve “bir alana bir bedava” kampanyalarıyla dolu. Ancak pasajdan geçenler, genellikle sadece bakıyor.

    İnsanların en büyük hayali, pasajdan bir kilogram tavuk budu alıp eve götürebilmek. Çünkü krizle boğuşan insanlar için hayatta kalmak, lüks hayallerden çok uzakta.

    Küçük bir tavuk budu bile, büyük bir ödül gibi hissediliyor.

    Gerçeklik ve Mücadele

    Gazi Caddesi’nin hikayesi, sadece bir şehir sokağının değil, ülke genelindeki milyonlarca insanın ortak hikayesi. Tavuk dilenen kadın, gitar çalan genç, “Okul karın doyurmuyor” diyen çocuklar, yoksulluğun farklı yüzlerini temsil ediyor.

    Her biri, hayatta kalmak için mücadele ediyor.

    Bu hikayeler, sadece yoksulluk değil, aynı zamanda dayanışma ve umut eksikliğini de gösteriyor. Belki bir gün bu sokaklar, sadece geçim derdinin değil, daha güzel hayallerin de konuşulduğu bir yer haline gelir.

    Ancak o gün gelene kadar, Gazi Caddesi’nde hayat, herkes için ayrı bir sınav olmaya devam ediyor.

    Not: Bu yazının aslı Özkan ZÜLFİKAR tarafından Evrensel için yazıldı. Yazıyı okuduğumda etkilendim, rızasını almadan da olsa kendi duygularımla yeniden kaleme alma ihtiyacı hissettim. Yani bir anlamda yazının sahibi Özkan ZÜLFİKAR‘dır diyebiliriz.

    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki Yazı17 Öğrenciye Taciz İddiası: A.B. İfadesinde Yardım Alamadığını Söyledi
    Sonraki Yazı Halep ve Bahçeli’nin Üfürük Milliyetçiliği

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.