Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Gençler Türkiye’yi terk ediyor

    Gençler Türkiye’yi terk ediyor

    Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Yükseköğretim Beyin Göçü İstatistiklerine göre; yükseköğretim mezunlarının beyin göçü oranı 2015 yılında yüzde 1,6 iken, 2023 yılında yüzde 2 olarak gerçekleşti. Mezunların en çok göç ettiği ülke ABD oldu. En yüksek beyin göçü oranına sahip eğitim ve öğretim alanları bilişim ve iletişim teknolojileri oldu. Göç edenler eğitim olarak en nitelikli olanlar ve şanslı olarak görülüyorlar. Kalan gençler ise ya ne iş bulursa onda çalışıyor ya da ebeveynlerinden aldıkları harçlıkla geçiniyorlar. Bu durumun temel nedeni ise pıtrak gibi açılan üniversiteler ve bir beceri kazandırmayan niteliksiz eğitim.
    AdminosAdminos26 Eylül 2024, 19:47
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    TÜİK, 2023 yılı Yükseköğretim Beyin Göçü İstatistiklerini açıkladı. İstatistiklere göre; 2023 yılında yükseköğretim mezunu kadınların beyin göçü oranı yüzde 1,6, erkeklerin beyin göçü oranı ise yüzde 2,4 olarak gerçekleşti. Yükseköğretim mezunlarının beyin göçü oranı 2015 yılında yüzde 1,6 iken, 2023 yılında yüzde 2 oldu.

    En yüksek beyin göçü bilişim ve iletişim teknolojileri eğitimi alanlardan

    En yüksek beyin göçü oranına sahip eğitim ve öğretim alanları bilişim ve iletişim teknolojileri (yüzde 6,8), mühendislik, imalat ve inşaat (yüzde 4,4) ve doğa bilimleri, matematik ve istatistik (yüzde 2,6) oldu. Bu alanlardan sonra da en yüksek beyin göçü oranına sahip bölüm moleküler biyoloji ve genetik oldu

    Mezunların beyin göçü oranları incelendiğinde, en yüksek beyin göçü oranına sahip lisans programları sırasıyla, moleküler biyoloji ve genetik (yüzde 17,9), biyomühendislik (yüzde 10,2), işletme mühendisliği (yüzde 9,8), elektronik mühendisliği (yüzde 9,1), matematik mühendisliği (yüzde 8,9) ve bilgisayar mühendisliği (yüzde 8,4) oldu. Bu lisans programını tamamlayanların göç etmek için tercih ettikleri ilk beş ülke ise sırasıyla ABD (yüzde 21,4), Almanya (yüzde 17,5), Birleşik Krallık (yüzde 11,2), Hollanda (yüzde 6,9) ve Kanada (yüzde 4,9) oldu.

    ABD ve Kanada’ya göç eden mezunlar içinde en büyük paya sahip lisans programı işletme olurken, Almanya, Birleşik Krallık ve Hollanda’yı en fazla tercih eden mezunlar bilgisayar mühendisliği bölümünden oldu.

    Pıtrak Gibi Açılan Üniversite Kondular Eğitimli Genç İşsiz Yarattı.

    İstatistikler beyin göçü olgusunun arkaplanında yatan umutsuzluk ve bıkkınlık hissini yansıtmıyor. Gençler kaliteli eğitim yokluğundan, yoksulluktan, demokrasi olmamasından ve en önemlisi geleceğe dair umutsuzluktan mustarip. Genç işsizliğin en yüksek olduğu ülkelerden birisiyiz, çünkü politikacıların oy avcılığı uğruna yerli yersiz ihtiyaca bakmadan ucuz bir dalkavuklukla uçak inmeyen ve her yıl zarar ettiği için bütçeye yük olan Havaalanları gibi üniversite demeye bin şahit isteyen ve eğitim altyapısı oturmamış, akademik niteliği çok zayıf dünyadaki üniversite sıralamalarına girememiş üniversite kondular nedeniyle işsiz. Ülkenin ne kadar mühendise, ne kadar mimara, eczacıya ya da edebiyatçıya gereğini ölçmeden adına üniversite denen kurumlardan her yıl mezun olan yüzlerce genç ihtiyaç duyulmayan bir istihdam döngüsüne sokuluyor.

    İş Piyasanın Talep Ettiği Niteliklere Sahip Değiller

    Üstelik piyasa koşullarında talep edilen eğitim formasyonundan yoksun bir biçimde iş piyasasına giriyorlar. Ortaya diplomalı işsizler, diplomalı beden işçileri, mağazalara mezun olduğu okulla zere ilişkisi olmayan satış elemanları ya da müşteri ilişkileri adıyla işletmelerde müşterinin önüne kurban olarak atılan santral operatörü gibi çalışan çağrı işçileri, ya da tekstil atölyesinde çalışan işçiler çıkıyor ki bunlarda şanslı olanlar. Genç işsizlik oranı yüksek olduğu için artık ev erkeği ya da ev kızı olarak ebeveyninden aldığı harçlıkla evde oturan gençler var. Ama beyin göçü olanlar onlar değil çünkü onlar yurt dışında talep edilen eğitimi almış nitelikte değiller. Beyin göçünün öznesi olanlar ya vakıf üniversitelerinden ve AKP tarafından boğulmak istenen Boğaziçi ya da ODTÜ gibi okullardan mezun olanlar.

    En çok Üniversite AKP Zamanında Açılırken En Fazla Beyin Göçü de AKP Zamanında

    Sürekli dünyanın gelişmiş ekonomilerine dâhil olmaktan yüksek milli gelirde söz edilen Erdoğan dönemi eğitimin artık çöktüğü bir dönem oldu. Üstelik yoğun kayırmacılıkla üniversiteler bile akademik niteliği olmayan öğretim görevlilerinin hatta Lisans diploması bile olmayan ama iktidarın ideolojik tercihlerine yakın oldukları için kondu üniversitelere öğretim üyesi oldular. Devlet Üniversitelerinden sadece köklü olanları eğitim kalitesi olarak dünya sıralamasına bile en sonlardan giriş yaparken diğerleri üniversiteden bile sayılmıyor. İlköğretim yani ilkokul ve ortaokullarda imam hatiplere kaynak aktarılırken devlet okulları bırakın düzgün eğitimi parasızlıktan düzgün fiziki şartlar bile sunamaz durumda.

    İlkokul ve Ortaokul İslami Kreşlere Dönüşüyor.

    Hal bu iken eğitime sadece ideolojik beyin yıkama olarak bakan AKP var olan nitelik kırıntılarını bile kazıyacak bir eğitim bakanı ile okulları bir tür İslami kreşe çeviriyor. Liselerde benzer kaderi paylaşıyor. Devlet kaynaklı eğitim sefilleri oynarken özel okullar geleceğin beyin göçünü hazırlıyor. Temel eğitimi niteliksiz tamamlayan halk çocukları akademik niteliği yerlerde sürünen Üniversitelerden mezun olup ya baba eline bakan ya da eğitimi ile ilgisi olmayan statüsü düşük işlere razı olarak işçi sınıfına katılıyor. Temel eğitimde yaşanan kamu özel ayrımı yükseköğretimde de geçerli. Eğitimli Profesyoneller denilen şirket avukatı özel hastane doktoru vb. eğitime dayanan yüksek gelir grubu çocukları ile AKP döneminin ihale zenginlerinin çocukları vakıf üniversitelerinde okuyor ihale zenginlerinin çocuklarının mezun olduğunda işsizlik sorunu yaşamıyor diğerlerinin de ha keza sahip olduğu sosyal ağlar nedeni ile oturmuş kurumsal işletmelerde iyi gelirle iş bulma imkânı var.

    En Çok Beyin Göçü Eğitimli Üst Sınıfa Mensup Olanlarda Yaşanıyor

    Zaten beyin göçü en çokta onların çocuklarında oluyor zaten eğitim kariyeri de bu hedefe yönelik planlanıyor ve üniversite bittiğinde üniversite üzerinden ya burslu ya da da ailenin imkânları ile yurt dışında ek eğitim alarak yurt dışında talep edilen alanlarda iş bularak orada yaşıyor. Ülkenin yaşadığı bu kan kaybı ise AKP’nin umurunda değil. Ülke insanları iki grupta toplanıyor AKP’de çembere dâhil olanlar çemberin dışında kalanlar. Çemberin içindekiler adeta cenneti yaşarken, dışındakiler dindar, itiraz etmeyen uysallaştırılmış işçi sınıfı konumunda. Yurt dışına kendilerinden olmayanların gitmesine ise kurtulduk olarak bakılıyor. Kısacası soğuk rakamların hepsi ülkedeki derin sınıf ayrımına dair çok şey söylüyor.

    AKP Beyin Göçü Eğitim Gençler Genetik İletişim Teknolojilerri İslami Kreş
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıÖzgür İradeye Karşı Psikolojik Baskı: Toplumsal Kontrolün Gizli Mekanizmaları
    Sonraki Yazı ‘Cinsel istismar’ suçundan yargılanan öğretmen başka okula tayin edildi.

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetimi 300 İşçiyi İşten Çıkardı: Genel-İş Sendikası Eylemde

    14 Nisan 2025, 16:18

    Tarikat Şeyhinin Cinsel Taciz Davası: Şok Ses Kayıtları “tasavvufi” Diyerek Savunuldu!

    12 Nisan 2025, 19:48

    Selçuk Bayraktar’dan Depremzedeye 150 Bin TL’lik Tazminat Davası

    10 Nisan 2025, 13:41
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.