Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Esenyurt’tan Halfeti’ye: Halkın İradesine Kapatılan Kapılar
    Güncellendi:4 Kasım 2024, 18:25

    Esenyurt’tan Halfeti’ye: Halkın İradesine Kapatılan Kapılar

    Esenyurt'un ardından Mardin, Batman ve Halfeti’de belediyelere kayyum atanması, halkın kendini yönetme hakkına yapılan bir müdahale olarak yerel demokrasiye olan güveni zayıflatıyor. Merkezi iktidar, halkın seçilmiş temsilcilerini hiçe sayarak kendi kontrolünü dayatıyor.
    Deniz ÖzelDeniz Özel4 Kasım 2024, 18:05
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    İktidarın, Esenyurt’un ardından Mardin, Batman ve Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine kayyum atamaları, Türkiye’de yerel yönetimler ve demokrasinin geleceği açısından ciddi kaygılar doğuruyor. Son kayyum atamaları, seçilmiş iradenin yok sayılması ve toplumun kendini yönetme hakkına yapılan bir müdahale olarak iktidarın anti-demokratik uygulamalarını bir kez daha gözler önüne seriyor.

    Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti gibi yerlerde halkın doğrudan sandık aracılığıyla ifade ettiği tercihlerin devlet aygıtının gücüyle tersine çevrilmesi, iktidarın yerel yönetimlere karşı açtığı savaşın son halkalarından biri olarak görülüyor. Bu tür müdahaleler, halkın kendi kendini yönetme hakkına ve politik iradesine yönelik bir saldırı olarak değerlendirilmektedir.

    Kayyum Politikaları ve Merkezileşme

    Kayyum atamaları, merkezi iktidarın yerel yönetimlerin özerkliğini zayıflatma ve yerel halkı baskılama stratejilerinin bir parçası olarak görmek gerekiyor. Bu atamalar, özellikle Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde uygulandığında, yerel halkın kimlik ve kültürel ifade alanlarının da tehdit altında olduğunu gösteriyor.

    Mardin, Batman ve Halfeti gibi yerlerde halk, belediye yönetimlerinde kendi temsilcilerini seçme özgürlüğüne sahipken, kayyum uygulamaları bu iradeyi hiçe sayıyor ve seçimle gelen yönetimleri görevden alarak iktidarın güdümünde yeni bir yönetim dayatıyor. Bu durum, yerel yönetimlerin siyasi özerklikten uzaklaşmasına, merkeziyetçi bir yapı tarafından belirlenmiş, kimliksiz bir idareye dönüşmesine neden oluyor.

    Halkın Katılımına Müdahale: Halfeti Belediyesi Örneği

    Halfeti Belediyesi’nde yaşanan son gelişmeler, iktidarın yalnızca yönetimleri devralmakla kalmadığını, aynı zamanda belediyelerin fiziksel ve toplumsal alanlarını da kapatarak halkın erişimini tamamen sınırladığını ortaya koyuyor. Halfeti Belediyesi’nin giriş ve çıkışlarının kapatılması, iktidarın kayyum uygulamalarında ne denli baskıcı ve müdahaleci olduğunu açıkça göstermektedir. Bu tür fiziksel engellemeler, sadece belediyenin yönetimine el koymayı değil, aynı zamanda yerel halkın belediye kaynaklarına ve hizmetlerine erişimini de engellemeyi amaçlamaktadır. Bu, halka rağmen halk adına yapılan bir yönetim anlayışının sonucudur.

    Demokrasiye ve Seçimlere Müdahale

    Bu son kayyum atamaları, Türkiye’de demokrasinin kurumsal olarak ne denli zayıfladığını ve seçimlerin, halkın kararlarını hayata geçirecek bir araç olmaktan çıkarıldığını gösteriyor. Ahmet Türk, Gülistan Sönük ve Mehmet Karayılan gibi halkın iradesini temsil eden isimlerin görevden alınarak yerlerine kayyum atanması, yerel yönetimleri işlevsiz hale getiren ve seçimlerin anlamını boşaltan bir politika olarak değerlendirilebilir. Demokratik sistemlerin temeli olan yerel katılım ve seçilmiş temsilcilik ilkeleri ihlal edildiğinde, halkın kendini yönetme ve yönetime katılma hakkı yok edilmekte, demokrasinin sadece bir vitrin olarak kullanılmaya çalışıldığı bir sistem ortaya çıkmaktadır.

    İktidarın Güç Konsolidasyonu ve Toplumsal Baskı

    İktidarın kayyum politikalarını uygulayarak yerel yönetimlerin kontrolünü ele geçirmesi, toplumsal ve siyasi muhalefeti baskı altına alma arzusunu da gösteriyor. Özellikle yerel yönetimler üzerinden farklı seslerin, muhalif kimliklerin, kültürel ve etnik çeşitliliklerin kendini ifade ettiği bir ortam sağlanırken, iktidarın bu alanlara kayyum ataması, muhalif düşünceleri susturma ve tek sesli bir toplum yaratma çabasının parçasıdır. Bu tür müdahaleler, bir yandan halkın toplumsal ve kültürel haklarını gasp ederken, diğer yandan farklı görüşlerin dile getirilmesini ve politik temsiliyetin sağlanmasını zorlaştırmaktadır.

    Bu tür uygulamalar, halkın yerel yönetimlere olan güvenini zayıflatmakta ve seçimlerin anlamını ortadan kaldırmaktadır. Seçilmiş temsilcilik ve yerel demokrasi ilkeleri, sadece seçimlerde değil, halkın gündelik yaşamında da sürdürülebilir bir katılımcı demokrasinin varlığını gerektirir. Aksi takdirde, toplumun iradesi ve kendi geleceğine dair söz hakkı, merkeziyetçi ve baskıcı bir yönetim tarafından yok edilmektedir.

    Batman Halfeti Belediyesi Kayyım Mardin Merkezi İktidar Şanlıurfa Yerel Yönetim
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıTürkiye’nin Kürt Sorununa Yönelik Stratejik Yaklaşımı: Güç Konsolidasyonu ve Bölgesel Güvenlik Politikaları
    Sonraki Yazı Kayyum, Hukuk ve Demokrasi Üzerine…

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.