Efes Selçuk’un Acarlar Köyü’nde, yağmur altında bir direniş vardı.
RES’lere karşı bir araya gelen halk, “Yeter artık, daha fazla istemiyoruz!” diye haykırdı. Köy meydanında pankartlar açıldı, barikatlar kuruldu ve firma yetkilileri köyün girişinden içeri alınmadı.
Bu, sadece birkaç rüzgâr türbinine karşı bir itiraz değil; yaşam hakkı için verilen bir mücadeleydi.
Önce Arılar ve Kuşlar Terk Etti
Her şey birkaç yıl önce başladı. İlk RES’ler köye geldiğinde herkes umutluydu. “Yatırım gelir, işler açılır” deniyordu. Ama işler öyle yürümedi.
Kuşlar uçup gitti, arılar yok oldu. Köyün doğal dengesi bozuldu. “RES’ler ilk yapıldığında ilk olarak arılar ve kuşlar terk etti orayı” diyor Karaburun Kent Konseyi Başkanı Mustafa Özer. Doğa kendi sessiz çığlığını çoktan atmış, ama kimse duymamıştı.
“Çekin Ellerinizi Toprağımızdan!”
Köy halkı ise şimdi sesini yükseltiyor.
Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in “Havamıza, toprağımıza, geleceğimize dokunmayın” sözleri, direnişin ruhunu özetliyor. İnsanlar yıllardır bir şeylerin peşinden koşan firmalarla mücadele ediyor.
“Bir mermer ocağı, bir taş ocağı, sonra JES, sonra RES… Bitmiyor ki!” diye yakınıyor Sengel. Köylüler sadece kendileri için değil, çocuklarının geleceği için savaşıyor. “Bu toprak bizim, bizden alınamaz” diyorlar.
Gürültü, Hastalık ve Yok Olan Zeytinlikler
Halk sadece doğanın zarar görmesinden şikâyetçi değil. RES’ler köyde hayatı yaşanmaz hale getirmiş durumda. Gürültüden uyuyamayanlar, sabah yorgun uyanıyor.
Zeytinlikler zarar görmüş, ağaçların verimi düşmüş. “Yaylaköy’de yaşayanların hepsi depresyon ilacı kullanıyor” diyor Özer. RES projeleri sadece enerji üretmiyor; huzursuzluk, rahatsızlık ve geçim sıkıntısı da üretiyor.
Barikatlarla Gelen Direniş
Direniş günü köylüler pankartlarını aldı, meydanı doldurdu. “Para değil doğayı kazan!”, “RES’e geçit yok!” diye bağırdılar.
Toplantı yapılmasın diye köy meydanına barikat kurdular.
Firma yetkilileri alana bile giremedi. Bakanlık yetkilileri ise halkın direnişi nedeniyle toplantıyı iptal etmek zorunda kaldı.
Toplanan 200 imza, projeye karşı halkın kararlılığını gösteriyordu.
Birlikten Güç Doğar
Bu direniş, sadece Acarlar Köyü’nün değil, her köyün ve kasabanın hikayesi olabilir.
Tarımın, hayvancılığın, doğanın tehlikede olduğu her yerde insanlar birleşip sesini yükseltebilir. Halkın “Birlik olmazsak kazanamayız” mesajı, bu direnişin neden önemli olduğunu anlatıyor.
Yaşam Enerjiden Önde Gelir
Köy halkı, “Bize elektrik değil, temiz hava, su ve toprak lazım” diyor.
Doğruya doğru, dolabınızda yiyecek bir şey yoksa, elektrik ne işe yarar ki?
Bu yüzden Acarlar Köyü’nün mücadelesi sadece onların değil, hepimizin mücadelesi.
Çünkü bu toprak hepimizin, bu yaşam hakkı herkesin.