Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Devletin Dayatmalarına Karşı Toplumsal Mücadele: Hatay’da Eğitim Emekçileri Direnişi
    Güncellendi:3 Ekim 2024, 17:55

    Devletin Dayatmalarına Karşı Toplumsal Mücadele: Hatay’da Eğitim Emekçileri Direnişi

    D. Şener YıldırımD. Şener Yıldırım27 Eylül 2024, 14:00
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Hatay’da eğitim emekçilerinin yaşadığı Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın Konteyner Kent’te elektrik kesintisi ve ardından bireysel abonelik talepleri, devletin kriz yönetimindeki yaklaşımını ve toplumsal dayanışmanın önemini gözler önüne seren bir olay olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, halkın temel hizmetler karşısında nasıl yalnız bırakıldığını ve bu tür krizlerde devletin sorumlulukları bireylere yükleyerek kendini geri çektiğini gösteriyor.

    Devletin Sorumluluklardan Kaçışı

    Depremin üzerinden 20 aya yakın süre geçmiş olmasına rağmen konteyner kentlerde yaşam koşullarının hâlâ iyileştirilememesi, devletin halkın refahı konusundaki ihmalkâr tavrını ortaya koyuyor. Temizlik, güvenlik, ilaçlama gibi insanca yaşam koşullarının oluşturulması beklenirken, konteyner kent sakinlerine elektrik faturalarının yüklenmesi bu ihmalin bir başka boyutunu oluşturuyor. Devletin bu tür hizmetleri yerine getirmekten kaçınarak, halkı bireysel olarak hizmet almaya zorlaması, kriz anlarındaki temel yaklaşımının bir yansımasıdır.

    Bu noktada devlet, krizleri geçici çözümlerle yönetmeye çalışırken, bu geçici çözümleri zamanla kalıcı hale getirmeye çalışıyor. Konteyner kentlerde yaşamaya zorlanan halk, uzun süreli çözümler yerine, kısa vadeli ve geçici çözümlerle oyalandığını görüyor. Ancak bu süreçte temel ihtiyaçlar bile halkın kendi olanaklarıyla karşılanmak zorunda bırakılıyor.

    Dayanışmanın Gücü ve Örgütlenme

    Konteyner kent sakinleri tarafından yapılan basın açıklamaları ve gösterilen tepkiler, toplumsal dayanışmanın ve yerel örgütlenmenin önemini ortaya koyuyor. Eğitim emekçileri, yaşam koşullarının iyileştirilmesi için bir araya gelerek kolektif bir mücadele başlatıyor. Bu mücadele, yalnızca bir hak arama süreci değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın bir ürünü olarak da değerlendirilebilir.

    Bu tür kriz anlarında dayanışma ağları ve yerel örgütlenmeler, bireylerin devletin dayatmalarına karşı durmalarını sağlayan en güçlü araçlardır. Halk, kendi yaşam alanlarını organize etme ve temel ihtiyaçlarını toplumsal dayanışma ağları üzerinden karşılama konusunda adımlar atabilir. Bu noktada, yerel dayanışmanın daha fazla güçlenmesi, krize karşı verilen mücadelenin de daha etkili olmasını sağlayacaktır.

    Kriz Anlarında Devletin Rolü

    Devletin kriz yönetimindeki yaklaşımı genellikle halkı yalnız bırakma ve sorumluluğu bireylere yükleme üzerine kuruludur. Hatay’da yaşanan elektrik kesintisi ve ardından gelen abonelik talepleri, devletin halkı bu tür krizlerde yalnız bıraktığını bir kez daha ortaya koyuyor. Konteyner kentlerde yaşayan emekçiler, devletin hizmet sunmak yerine, bu hizmetlerin maliyetini bireylere yüklediğini görüyor. Bu yaklaşım, kriz yönetiminin ne denli piyasa odaklı ve bireysel sorumluluğa dayalı olduğunu gösteriyor.

    Oysa kriz anlarında halkın en çok ihtiyaç duyduğu şey, temel hizmetlerin devlet tarafından karşılanmasıdır. Elektrik, su, güvenlik gibi temel ihtiyaçların karşılanması, devletin asli görevlerinden biri olarak kabul edilmelidir. Ancak Hatay örneğinde olduğu gibi, bu hizmetler halkın sırtına yüklenerek, sorumluluklar devletten bireylere devredilmektedir.

    Mücadele ve Kolektif Direnişin Önemi

    Hatay’da eğitim emekçilerinin önderliğinde başlatılan bu mücadele, devletin dayatmalarına karşı verilen bir direniştir. Kriz anlarında halkın yalnız bırakılmasına, temel hizmetlerin karşılanmamasına ve sorumlulukların bireylere yüklenmesine karşı çıkılması, toplumsal bir hak arama mücadelesidir. Bu mücadele, aynı zamanda halkın kendi yaşam alanlarını ve ihtiyaçlarını örgütleyerek, kolektif bir dayanışma içinde hareket etmesinin önemini vurgulamaktadır.

    Yaşam koşullarının iyileştirilmesi için verilen bu mücadele, sadece Hatay’da değil, benzer tüm kriz anlarında örnek alınması gereken bir direniş olarak karşımıza çıkıyor. Devletin ve büyük yapıların sunduğu geçici çözümler yerine, halkın kendi içindeki dayanışmayı güçlendirerek uzun vadeli ve sürdürülebilir çözümler üretmesi, bu tür krizlerin en güçlü cevabı olacaktır.

    Dayanışma Deprem eğitim emekçileri Hatay Manşet
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıEmekli: “22 senedir emekliyim aldığım para 22 bin lira”
    Sonraki Yazı Fernas Direnişi 3. Gününde: İşçi Sınıfının Sesini Yükselttiği Bir Mücadele

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetimi 300 İşçiyi İşten Çıkardı: Genel-İş Sendikası Eylemde

    14 Nisan 2025, 16:18

    Tarikat Şeyhinin Cinsel Taciz Davası: Şok Ses Kayıtları “tasavvufi” Diyerek Savunuldu!

    12 Nisan 2025, 19:48

    Selçuk Bayraktar’dan Depremzedeye 150 Bin TL’lik Tazminat Davası

    10 Nisan 2025, 13:41
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.