Narin Cinayeti her geçen daha da paparazzileşip, sulandırılıp cinayetin siyasi yönleri karartılıyor İktidar medyasının bilerek yaptığı örtmeceye muhalif medya da katılıyor ve böylece cinayetin esas gölgeleri gölge olarak kalmaya devam ediyor. Baba Arif Güran’ın evinde çıkan kaleşnikof mermilerini ne Jandarma ne savcılık sordu, CHP eksenli muhalif medya da bunun üzerine gitmedi. Cinayetin delil karartmadaki ustalığı amcanın yardım aldığı sorusunu akla getirse de, savcılık bunun da üstüne gitmeyip aile içi dedikodulara odaklandı. Tüm bu sorular ailenin ve ailenin köyünün devletle aile arasındaki ilişkiler nedeni ile kollandıklarını göstermekte
Günlerdir sekiz yaşında tatlı mı tatlı bir kız çocuğunun hunharca bir cinayetle ve aile kararı ile katletmesi konuşuluyor. Ama Narin cinayetinde esası değil magazinel olayları konuşuyoruz önce şüpheli Salim Güran ile yengeler arasındaki aşk ilişkileri konuşuldu. Böylece Galip Ensarioğlu’nun ortaya attığı adeta yem gibi “Çocuk görmemesi gereken bir şeyi gördü” ifadesinin ardından itirafçı ve Cinayette suç ortaklığı nedeni ile tutuklu Nevzat Bahtiyar’ın da Salim Güran’ın Narinin Annesi ve Diğer kardeşinin eşi ile aralarında bir ilişki olduğu yönündeki ifadesi ardından İktidar Medyası ve çanakçı medya bunun üzerine atladı ve günlerce son derece göz önünde bir ahırda “Halimeyi Samanlıkta” bastılar türküsü hep bir ağızdan söylendi, sonra buna dair Bahtiyar dışında en ufak bir kanıt olmaması ve bunun fos çıkacağı anlaşılınca bu kez hem yandaş hem muhalif medya aracılığı ile abi Enes Güran okların yönüne yerleştirildi. Abi uyuşturucu etkisiyle hindileri yiyen köpeği istismar edilirken Narin tarafından basıldı ve Narin bunu söylerim deyince abi boğazını sıkıp öldürdü, Amca da delileri karartıp, cinayeti örtbas etti böylece bir numaralı cinayet zanlısı, cinayet zanlısı olmaktan çıkıp suçu ve suçluyu saklayan konumuna itildi.
380 Mermi ve Silah Sorulmadı Aile Kollandı
Hiç kimse ne Baba Arif Güran’ın evinden çıkan 380 mermiyi ve buna ait silah ya da silahları sorgulamadı, dahası ne Jandarma bunu soruşturdu, ne de savcılıkta bununla ilgili herhangi bir sorgulama yapıldı tersine savcılık yasak aşk senaryosu üzerinden cinayeti soruşturdu. Ha keza köyün zenginliği lüks arabaları da konuşulmadı soruşturulmadı, önceki muhtarın Hizbullah soruşturması ekseninde köye karakol kuran polise ilişkin “ya bu polisler gidecek ya cinayet çıkacak” sözleri nedeni ile Muhtarda sorgulanmadı. Ha keza itirafçı Nevzat Bahtiyar’ın whatsap profilindeki cihatçı bayrağı da soruşturulmadı. Hâsılı cinayet sürecinde devlet ve yandaş medya, suç ortağı başta Halk TV muhalif medyanın da ortaklığı ile ailenin devletle olan bağını, cinayetteki müthiş kriminoloji bilim eksenli profesyonelliğin izini takip etti, mesela Salim Güran’ın Antalya’da görüştüğü kişiyle de ilgili en ufak bir soruşturma yapılmadı, son gelinen noktada ise soruşturmanın bilinçli olarak sulandırılıp delil yokluğu nedeni ile davanın düşmesinin sağlanacağı konuşuluyor. Medya eksenli sulandırmaya karşın başından beri Narin’in tavşan tepenin ve ailenin büyük sırrına vukuf olduğu için öldürülmüş olma ihtimalini dikkate alarak Narin Cinayetindeki siyasi “yasak aşk” ilişkisine dikkat çeken ve bunun soruşturmanın odağı olmasını talep edense Kürtler. Nitekim cinayet sonrası atılan “Narin Çocuktur Katili Devlettir” sloganı hem bu noktaya yani Narinin aslında bir siyasi cinayet kurbanı olduğuna, hem de çocuğun ve çocukların öldürülmesine neden olan ağır ihmallere dikkat çeken bir slogandı.
Tavşantepe’nin “Deneyim” Sırrı
Bugün yayınlanan bi haber analiz ve bir haber bu bağlantılara dikkat çekiyor. Halk TV Haber sitesinde Gazeteci Timur Soykanın program esnasında dikkat çektikleri yer alıyor. Haber de Soykan cinayetteki profesyonellik kadar tamamı Güran aşireti ve onların akrabalık bağı kurduklarından müteşekkil 20 haneli köyün suç delilerini yok etmek ve kolluk kuvvetlerini cinayet olasılığından uzak tutmak için başvurduğu yöntemlerden yola çıkarak köyün cinayet örtbas etmede epeyi tecrübeli olduğuna dikkat çekiyor:
“TR de cinayet soruşturmalarında telefonları dijital verileri hayatımızdan çıkaralım çoğu olayı çözemeyiz. olayların yüzde 90 cep telefonunda çözülür. O delillere o kadar alıştı ki emniyet, siz onları devreden çıkartınca sonuç alınamıyor. Köyde bu konuda çok önemli bir temizlik yapılmış. Bir kayıp vakası varken 23 Ağustos’ta Salim Güran telefonundaki tüm mesajları özel bir program yükleyerek siliyor. Sonra farklı gerekçeler söyledi ama bu nasıl refleks. Burada bir destek var. Bu işleri çok iyi bilen birinin desteği. Salim oğlu akrabaları kaya soyadlı kişiler hepsi arama kayıtlarını mesajları vesaire siliyor. Köyde bir telefon temizliği söz konusu.” Diyerek köyün suça aktif iştirak ederken delil karartmada deneyimli olduğuna dikkat çekiyor “Köyde olan 20’ye yakın kişi patates hat kullanıp jandarmaya ihbar yapıp yanlış yönlendirirse en profesyonel cinayette bile böyle organizasyon yok. Siz patates hattı nereden biliyorsunuz. Demek ki sizin bir suç geçmişiniz var. Patates hattı biliyorlar, iz yok etmeyi biliyorlar, kayıt silmeyi biliyorlar. En iyi mafyada bile bu kadar iş yok.”
Soykan: Aile Devletçe Kollanıyor
Soykan da Ailenin korunduğu izlenimine varmış
“Burada yalancı şahit hamlesi çok garip. 15.15’te kayboldu narin. Biri çıkıp ‘17.40 da amcasının evinin kapısını çarptığını’ söylüyor. Küçücük bir çocuk çıkıp ‘18.40 sıralarında Narin’i gördüm oynayalım dedim yorgunum dedi’ diyor. Bunları gördüğümüzde akla şu geliyor birileri koruyor bunları. Aile iktidara yakın olunca bunların arkasında koruma kalkanı mı var sorusu akıllara geliyor. Ben böyle düşünmüyorum. Çok ciddi bir irade var bu işin çözülmesi için. Galip Ensarioğlu’nun lafları aklımdan çıkmıyor. Bizim bazen bilmediğimiz bazen de bildiğimizi söylemediğimiz yerler var diyor. Çok ilginç. İlk günlerde en kritik olan olayı çözecek hamleyi yapmak. İlk gündem tüm aile alınır telefonlara el konulur. İnceleme bitirilir delil toplanır. Bir de ailenin dış güçler açıklaması var. Siyasi konumunu muhalefet eleştirisi yapacağı bir konuma kendilerini koyuyorlar. Köyde gördüğümüzden daha büyük bir güç olduğu izlenimi oluşturuyorlar.”
Soykan bu kuşkusunu mermiler üzerinden pekiştiriyor
“En kritik yerlerden biri… Köydeki aşiretin olayı gizlediği izlenimi oluşuyor. 380 mermi olayı şöyle ortaya çıktı. Salim Güran’a neden telefon kayıtlarını sildiğini soruldu. Narin’in babasının ahırında 380 mermi bulunduğunu ve mesajları sildiğini söyledi. Normalde bununla ilgili bir soruşturma başlatılır. ‘Silah nereden geldi’ diye soruşturulur. Bununla ilgili diğer mermi ve silahların yok edildiği iddiaları var. Nasıl araya kaynadı bilmiyoruz ama şunu biliyoruz. İfade değiştirdi Salim Güran ‘hayat kadınları ile görüşmelerim olduğu için sildim’ dedi. Mermiyi oda unutturdu. 380 mermi niye buharlaştı kimse sormuyor.”
“Diyarbakır’daki gözlemlerimizde bu ailenin 90’larda sağ siyasetin ve derin devletin yanında durduğu yönünde bilgiler edinmiştik. Örneğin Ensarioğlu ailesi bir dönem özellikle 90’lı yıllarda Tansu Çiller’in başbakan olduğu ve Kürtlere yönelik gözaltında kaybetme ve Kontra cinayetlerin yoğun olduğu dönemde Galip Ensarioğlu’nun abisi ya da amcası hükümetin içinde yer alıyordu. Ve hükümette Tansu Çiller’in çok yakınında bir kişiydi. O köyün özellikle Ensarioğlu ailesiyle çok güçlü bağları var. Köy de genelde hep sağ siyaseti desteklediği söylendi bize. Bugün de Hüda-Par ile AKP arasında bir oy dağılımı var. DEM Parti’ye de oy veren küçük bir kesim var. Ama asıl AKP ve Hüda-Par’a yakınlar. Hüda-Par güçlü ama köylü seçimlerde AKP’yi destekliyor”
Soruşturmayı Aile Yönlendirdi
Jandarmanın köyde bir hafta boyunca boşa çalıştığını belirten Keskin, “Bu aile devlet güçleri tarafından tırnak içinde ‘Güvenilir aile’ olduğu için her söyledikleri söze güvenildi. Ve bugün faillerden biri olduğu kesin olan amca Salim Güran, ilk başlarda aslında soruşturmayı yani jandarmayı yönetti. İlk ilanı verdi, arama kurtarma çalışmaların başında oldu, asılsız ihbarlar yaptırdı, herkesin ifadelerini belirledi. Delillerin kaybolması amacıyla ve özellikle çocuğun cenazesindeki delillerin kaybolması için kendilerine yakın bir adli tıpçıdan görüş aldı. Çünkü burada çok fazla görüşme trafiği var. Ve bunların hepsi silinmiştir. Tüm bu görüşmelerde suçun delilleri var. O nedenle devletin aileye olan güveni ve jandarma komutanının da amcayla birlikte soruşturmanın başında olması bir hafta boyunca soruşturmanın hiç yol almamasını sağladı. Bu olay bu kadar gündeme yansımasaydı birçok kadın cinayetinde olduğu gibi, üstü kapatılan cinayette olduğu gibi bu cinayet de bence üstü kapatılacaktı. Aile de zaten bunun güveni içindeydi. Ortaya çıkacağını düşünmediler. Çok devlet yanlısı oldukları için devletin kendilerini koruyacaklarını düşündüler” dedi.
Köyün Silah Deposu Olduğuna Dair Çok Söylenti Var
Eren Keskin köyün kayıp silahlarları ile ilgili sorulardan öteye köyün 90’lar da silah deposu olduğu yönünde çok konuşulan bu durumu dile getiriyor.
“Diyarbakır’da bu köyün 90’larda silah deposu olduğuna dair çok söylentiler vardı. Özellikle de köyün sağ siyasetle ve derin devletle bağlantısı olmasındadır. Ben bu olayın sadece Hizbullah ile konuşulmasını doğru bulmuyorum. Derin devlete yakındır. 90’larda o işlenen cinayetler sadece Hizbullah deyip geçemeyeceğiz. Hizbullah tetikçiydi. Derin devlet tarafından kullanıldı. O nedenle bu köyün çok eskiden bu yana devletin içindeki derin yapıyla bağlantılarının olduğun düşünüyorum”
Dişler Söküldü “Görevli Katil” Küçük Abi Enes mi?
Öte yandan dün Diyarbakır baro başkanı Nahit Eren “Narin’in diş kalıbı alındı.” yönündeki haberlerin yanlışlığına dikkat çekerek Narinin cesedinde dişlerinin olmadığını belirtmişti. Halk Tv Haberde yer alan haber de Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, dişlerin kendiliğinden dökülmeyeceğini belirtti.
Dokgöz, insan bedenin en sağlam bölgelerin dişler ve iskelet olduğunu ve cansız bir beden günlerce dışarıda kalsa bile dişlerin dökülmeyeceğini açıkladı. Dokgöz, “O nedenle dişlerin kendiliğinden dökülme olasılığı yok Yani çürümeye bağlı da dökülmez. Suyun altında uzun süre kalmaya bağlı da dökülmez. Bir dış müdahaleyle ancak mümkün olabilir. Yani tek tek çekmesi lazım ya da kırması lazım. Diş çekmek profesyonel çaba ister. Kolay bir şey değil. Birkaç dişin belki süt dişlerde kayıp olabilir ama diğer dişlerde bir problem olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Tüm bu izlenimlerden sonra çok büyük olasılıkla cinayet şüphelisi daha doğrusu cinayeti işlemekle görevlendirilen kişinin abi Enes Güran olma olasılığı artıyor, ancak mesele anlatıldığı gibi istismar değil. Çünkü silah meselesi en başından beri aşiretinde köyün de en büyük sırrın olarak görünüyor. bu nedenle Narin ne gördü sorusu da akla Narin gizlenen silahları gördü bunun açığa çıkmaması için öldürüldü ihtimalini akla getiriyor. Amca Salim Güran’da kuvvetle muhtemel ki bir adli tıp uzmanından ve güvenlik uzmanı birilerinden suçun nasıl örtbas edilip arkada nasıl kanıt bırakılmayacağını öğrenerek tüm delilleri yok etti. Nevzat Bahtiyara gelince onun görevi Cinayetin asli odağını saptırarak davanın genişletilmesini ve sulandırılmasını sağlamak olarak görünüyor. Kısacası Narin cinayeti bir Organize cinayet ve köy de adeta mafya gibi organize bir suç örgütü gibi davranıyor (Haber Merkezi)