Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Baba Faik Deli: Kızım Dicle, Gar Katliamı’nda barışa kurban oldu!

    Baba Faik Deli: Kızım Dicle, Gar Katliamı’nda barışa kurban oldu!

    Gar Katliamının üzerinden 9 yıl geçti fakat yargılamalarda ailelerin hiçbir talebi karşılık bulmadı. Hatta ailelerin itirazları mahkeme tarafından suç olarak görülüp cezalar dahi verildi. Yapılan katliamı ‘insanlığa karşı suç’ olarak yorumlayan aileler, sanıkların bu temelde yargılanmasını istedi. Ancak bu talep de kabul edilmedi. IŞİD çetelerinin yaptığı 10 Ekim Gar Katliamı’nda kızı Dicle Deli’yi kaybeden Faik Deli, hükümetin ilan ettiği 3 günlük yas kararını hatırlatarak “Peki siz devleti idare eden siyasi erk olarak, tecelli etmeyen adalete ne söylediniz? Davaya müdahil olabildiniz mi?” sorularını yöneltti. Baba Faik Deli, “Umut ederim ki bu ülkenin barışına, adaletine, geleceği için onların şehadeti vesile olsun” dedi.
    AdminosAdminos9 Ekim 2024, 21:42
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    DİSK, KESK, TTB, TMMOB, HDP ve pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla 10 Ekim 2015’te Barış Mitingi düzenlenmesi planlanıyordu. Ankara Garı kavşağında toplanan kitleye yönelik IŞİD’li iki bombacı, intihar saldırısı düzenledi. Saldırı sonucu 103 kişi yaşamını yitirdi, 500’ün üzerinde kişi yaralandı.

    Katliamdan 9 ay sonra tamamlanabilen iddianamenin kabul edilmesiyle birlikte yargılama süreci başladı. Kamu görevlilerinin yargılanmadığı davada 35 sanık hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istendi. Sanıkların büyük kısmı yakalanamadığı için duruşmada 15’i tutuklu, 4’ü tutuksuz 19 kişi hazır bulundu. Yılları bulan yargılamalar sonucunda 16 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları verildi.

    Cumhuriyet tarihindeki en ölümcül katliam olan 10 Ekim Gar saldırısında yaşamını yitiren iki çocuktan birisi de Dicle Deli’ydi. Baba Faik Deli, kızı Dicle ile birlikte barış talebini dile getirmek için Ankara’ya gitmişti. Ancak 10 Ekim’de saatler 10:04’ü gösterdiğinde 2 canlı bombanın eylemi ile meydan adeta kana büründü.

    Katliamının üzerinden 9 yıl geçti fakat yargılamalarda ailelerin hiçbir talebi karşılık bulmadı. Hatta ailelerin itirazları mahkeme tarafından suç olarak görülüp cezalar dahi verildi.

    Yapılan katliamı ‘insanlığa karşı suç’ olarak yorumlayan aileler, sanıkların bu temelde yargılanmasını istedi. Ancak bu talep de kabul edilmedi.

    “Devlet, Dosyaları Sürekli Bizden Kaçırdı”

    Katliamın ardından geçen dokuz yılı baba Faik Deli ile konuştuk. “Dokuz senede gelebildiğimiz nokta, elde var sıfır” diyen baba Faik Deli, asıl sorumluların dönemin hükümet yöneticileri olduğunu vurguladı. Faik Deli, dava dosyasının zaman aşımına uğratılabileceğini söyleyerek şunları söyledi: “Cumhuriyet tarihinin en kanlı eylemi olarak tarihe geçen bir eylemde, ülkenin başkentinde yaşanan bir katliamda maalesef ki bu devleti idare eden siyasi erk, bugüne kadar kendisiyle ilgili herhangi bir adım atmadı. Bununla birlikte dosyaları sürekli bizden kaçırdı. Bugüne kadar mahkemeye intikal eden evrakların %99’unu hukuk komisyonumuz ve ailelerin girişimiyle getirilebildik. Bizler, başından beri hep devlette kusuru olan makamların mahkemeye gelip kendilerini anlatmalarını talep ettik ama maalesef ne İçişleri ne Adalet ne Sağlık Bakanlığı’ndan bir yanıt alamadık. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün de buna ilişkin hiçbir adımı olmadı. Dokuz senenin içerisinde yapılan bütün duruşmalarda, özellikle kamuda sorumluluğu olanların gelip, bildiklerini mahkemede paylaşmalarını istedik fakat hiçbir şekilde sorumluluğu olan kimseyi mahkemenin karşısına çıkaramadık. Dolayısıyla 9 sene süren bir mahkemede mutlaka devletin bazı kurumlarının birebir gelip bildiklerini mahkemeye anlatmaları gerekiyordu. En son olarak Ahmet Davutoğlu, yani dönemin başbakanı, katliamı kastederek ‘Biz bildiklerimizi ve gördüklerimizi anlatırsak bazılarının insan içine çıkacak yüzü kalmaz’ demişti. Burada yapılması gereken savcıların, dönemin başbakanını ifadeye çağırıp ‘gelin bildiklerinizi, gördüklerinizi paylaşın’ demesi gerekirdi.

    Bunlarla birlikte mahkeme günleri yapılacak basın açıklamaları nedeniyle sürekli ailelere polis müdahale etti. Bütün kamuoyunun bildiği üzere bu davada bir kişinin, ‘insanlığa karşı suç’ kapsamında yargılanması devam ediyordu fakat son duruşmada o katili de ‘insanlığa karşı suç değildir’ hükmü ile ayrı tuttular. Kanaatimiz odur ki zaman içerisinde biraz daha kamuoyunun gündeminden düşürmek, unutturmak isteniyor. Bu ülkedeki katliamların zaman aşımına uğratıldığı gibi 10 Ekim Gar Katliamı da maalesef ki zaman aşımına uğratılmak isteniyor. Fakat bu ülkede yaşayan demokrasi güçlerinin, vicdan sahibi insanların, bu davayı asla gündemden düşürmeyeceğini düşünüyorum. Aileler olarak biz bu davanın peşini bırakmayacağız.”

    “Çağrımız Bütün Kurumlara!”

    Faik Deli, 10 Ekim Gar Katliamı ’nın 9. yıl dönümünde Ankara’da yapılacak anma töreni için katılım çağrısı da yaptı. Faik Deli, katliamın belleklerden silinmemesi için kamuoyu desteğine ihtiyaç duyduklarını vurgulayarak şöyle devam etti: “Mahkeme heyeti, kendi açısından bu davayı bitirdi. Bundan sonraki mahkeme süreçleri bizim kanaatimize göre usülen yapılacak olan duruşmalar olacak. Fakat bu ülkenin vicdan sahibi insanlarının bu meseleyi gündemden düşürmeyeceği yönünde bizlerin beklentileri var. Katliamın yaşandığı yerde her ayın 10’unda anma yapılıyor, bir de yıllık anmalar söz konusu. Özellikle çağrımız, Ankara’daki demokrasi güçlerinin, o alanı 9. yılında tıka basa doldurmaları gerekiyor. Aynı zamanda 10 Ekim’de İstanbul Kadıköy’de saat 19:00’da her sene olduğu gibi yine anma yapılacak. Bu davanın gündemden düşmemesi için ancak kamuoyunun sahiplenmesi ile bu katliam bellekte kalır. Çağrımız bütün kurumlaradır. 10 Ekim, bu ülkenin yaşanmış en büyük kara günlerinden bir tanesidir. Kamuoyunun bunu sahipleneceğini umuyoruz. Zaman zaman Ankara ve diğer anmalarda çeşitli saldırılar oldu ama bu sene bir saldırının olabileceğinin beklentisi içerisinde değiliz. Yoldaşlarını, eşlerini, çocuklarını kaybeden insanların, o alana gidip hatıralarını yaşatmak için anma yapması kimseye zarar getirmez. Katılımın en üst seviyede olmasını bekliyoruz, çağrımızı da bu yönde yapıyoruz.”

    “Siyasi Erk Olarak Hayatını Kaybeden İnsanlara, Tecelli Etmeyen Adalete Ne Söylediniz?”

    Faik Deli, katliam dosyasının henüz tam anlamıyla aydınlatılamaması konusunda ana muhalefete de eleştiri yöneltti.

    Deli, “Hatırlarsanız katliamın yaşandığı dönemde ülkede 3 günlük yas ilan edilmişti. Şimdi buradan sayın cumhurbaşkanına ve o cenahta olan siyasi partilerin yetkililerini samimiyete ve vicdana çağırıyoruz. Olması gereken 3 günlük yası ilan ettiniz fakat ondan sonraki süreçte siz devleti idare eden siyasi erk olarak, hayatını kaybeden bu insanlara, kaçırılan dosyalara, tecelli etmeyen adalete ne söylediniz? Müdahil olabildiniz mi? Ülkenin 3 gün yas ilan etmesinden sonra bugün gerek AKP, gerekse MHP’nin bu konuya ilişkin herhangi bir girişimleri olmamış. Eğer o ilan ettikleri 3 günlük yasla ilgili ufak bir samimiyetleri varsa bu sene yapılacak anmalara gelsinler. Ama biz kararlıyız. Bizler bu ülkeye hem barışı hem kardeşliği hem de demokrasiyi getirinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Bu konuda asla taviz vermeyeceğiz. Bizler yakınlarımızı kaybettik, bedel ödedik. Bundan sonra da bedeller ödenmesi gerekiyorsa o bedelleri de karşılayacağız” diye konuştu.

    “Onların Şehadeti Barışa Vesile Olsun”

    Faik Deli, kızı Dicle’nin kaybından sonra ailenin yaşadıklarına da dikkat çekti. “Kızımın boşluğu hiçbir şekilde doldurulamaz” diyen baba Faik Deli şunları kaydetti: “Dicle yaşıyor olsaydı bugün 27 yaşında bir genç kız olacaktı. Katliamın yaşandığı yerde hayatını kaybeden iki çocuktan biriydi Dicle. Dicle, daha 17 yaşındaydı, ondan daha küçük bir de Mehmet Veysel Atılgan vardı. Dicle’ye olan özlemimiz asla bitmeyecek, acısı da bitmiyor. İster istemez biz canımızdan bir parçayı kaybetmişiz, daha büyük bir acı olamaz. Bizler, katliamdan önceki ruh haline hiç dönemedik. Özlüyoruz… Dicle gerçekten çok yürekli bir çocuktu. Çok arkadaş canlısı ve hayatı son derece seven birisiydi. Güzel sesiyle türküler söylerdi ve daha 17 yaşında olmasına rağmen bu ülkenin sorunlarına kafa yoracak kadar da gelişkin bir çocuktu. Ankara’ya Dicle ile beraber gitmiştik. Alanda Dicle ile beraberdim. Dicle’nin cenazesi henüz yerdeyken o zaman basından birileri bazı sorular sormuştu ve biz de aile olarak Dicle’nin ‘Barışa kurban olduğunu’ söylemiştik. Baba olarak o zaman ağzımdan dökülen bir cümleydi bu. Umut ederim ki bu ülkenin barışına, adaletine, geleceği için onların şehadeti vesile olsun. Dicle’yi tekrar özlemle, rahmetle yâd ediyorum. Fakat çok özlüyoruz çok.”(PİRHA)

    10 Ekim Baba Faik Deli Barış Talebi Bombalama Dicle Deli Gar Katliamı Şehadet
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıUrfa’da 10 Ekim anması: Anılarına bağlı kalacağız
    Sonraki Yazı Tarlabaşı Toplum Merkezi mühürlendi

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetimi 300 İşçiyi İşten Çıkardı: Genel-İş Sendikası Eylemde

    14 Nisan 2025, 16:18

    Tarikat Şeyhinin Cinsel Taciz Davası: Şok Ses Kayıtları “tasavvufi” Diyerek Savunuldu!

    12 Nisan 2025, 19:48

    Selçuk Bayraktar’dan Depremzedeye 150 Bin TL’lik Tazminat Davası

    10 Nisan 2025, 13:41
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.