Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Göz Dönmüşlük ve Sessizlik Arasında Savaşın Gerçek Yüzü

    13 Haziran 2025, 11:36

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » İzmir’deki Nükleer Atık Skandalı: 18 Yıllık Sessizlik ve Tehlike Devam Ediyor

    İzmir’deki Nükleer Atık Skandalı: 18 Yıllık Sessizlik ve Tehlike Devam Ediyor

    Aykırı İçerik KolektifiAykırı İçerik Kolektifi15 Kasım 2024, 20:21
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    İzmir Gaziemir’de 2006 yılında terk edilmiş bir hurda metal ve kurşun geri kazanım tesisinde ortaya çıkan radyoaktif kirlilik, 18 yıldır çözüm bekliyor. Tesis çevresindeki yüksek radyasyon seviyesi, bölge sakinlerinin sağlığını tehdit ederken, hükümetin ve Türkiye Nükleer Düzenleyici Kurumunun (NRA) sürece dair adım atmaması ciddi bir tepkiyle karşılanıyor.

    Nükleer Atığın Gölgesinde Eğitim

    Gaziemir’deki Aslan Tesisinde bulunan yasadışı radyoaktif materyallerin kökenine dair resmi bir soruşturma hala başlatılmış değil. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (IAEA) mektubunda, Eylül 2024 itibarıyla, bu tehlikeli alanın yalnızca 50 metre uzağındaki bir ortaokulda eğitimin devam ettiği vurgulanıyor. Radyasyon tehdidine rağmen öğrencilerin bu alanda eğitim görmesi, durumun ne kadar ciddiye alınmadığını gözler önüne seriyor.

    IAEA’nın Türk hükümetine ve NRA’ya, Aslan Tesisindeki nükleer spektroskopi analizine dair tüm detaylı belgeleri açıklama çağrısı yaptığı belirtilen mektupta, tesisin yasadışı hassas nükleer malzeme ticaretine karıştığına dair iddiaların soruşturulması gerektiği ifade ediliyor.

    Bir Halk Sağlığı Krizi: Radyasyon ve Çevresel Tahribat

    Uzmanlar, Gaziemir’deki radyasyon seviyesinin uluslararası kabul edilebilir sınırların çok üzerinde olduğunu belirtiyor. Radyoaktif materyallerin toprağa ve yer altı sularına karışarak bölgedeki ekosistemi kalıcı olarak etkilediği bildiriliyor. Hükümetin yalnızca yüzeysel önlemler alması, sorunların derinleşmesine neden oluyor. Çevre aktivistleri ve yerel halk, yıllardır süren bu tehlikeye karşı acil eylem planı talep ediyor.

    “Ülkemizi Nükleer Santral Girdabına Sürüklemeye Çalışıyorlar”

    Protestolara öncülük eden gruplar, Gaziemir vakasının yalnızca yerel bir sorun olmadığını, Türkiye’deki daha geniş bir nükleer politika krizinin parçası olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin nükleer santral projelerini hızlandırmaya çalıştığını söyleyen yurttaşlar, nükleer atık yönetimi konusunda yetersiz kalan bir hükümetin yeni nükleer projelere girişmesinin felaketlere yol açabileceği konusunda uyarıyor. Protestolar sırasında yapılan açıklamalarda şu ifadelere yer verildi:

    “15 yıldır Gaziemir’deki nükleer atık sorunu çözülmedi. Bu süre boyunca ne tesisteki radyoaktif kirliliği temizleme ne de sorumluların cezalandırılması için adım atıldı. Bu, hükümetin çevre ve halk sağlığını hiçe saydığının açık bir göstergesidir. Ülkemizi nükleer santral girdabına sokmaya çalışan siyasal iktidarı bir kez daha uyarıyoruz.”

    Uluslararası Çağrı: Sorumluluk ve Şeffaflık

    IAEA ve uluslararası kamuoyu, Türk hükümetini ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumunu (TAEK), Gaziemir’deki yasadışı nükleer faaliyetler iddialarını kabul etmeye ve bölgeyi temizlemek için şeffaf bir süreç başlatmaya çağırıyor. Ancak, bugüne kadar alınan tedbirler, bu çağrıların yeterince ciddiye alınmadığını gösteriyor. Gaziemir halkı, yetkililerin sessizliğine rağmen mücadeleye devam edeceğini belirterek dayanışma çağrısında bulunuyor.

    Radyoaktif Kirliliğin Ardındaki İddialar

    Gaziemir’deki Aslan Tesisinin yasadışı nükleer materyal ticaretine karıştığına dair iddialar, çözülmesi gereken daha büyük bir krize işaret ediyor. Çevre örgütleri ve uluslararası kuruluşlar, Türkiye’nin nükleer materyal yönetiminde uluslararası standartlara uymadığını vurguluyor.

    Gaziemir’in Geleceği

    18 yıllık süreçte, ne hükümet ne de yerel otoriteler kalıcı bir çözüm sağlayabildi. Bölgedeki çocuklar ve aileler, yüksek radyasyonun gölgesinde yaşamaya devam ediyor. Aktivistlerin, uluslararası kuruluşların ve yerel halkın baskısı, bu sorunun çözüme kavuşması için umudu canlı tutuyor. Ancak Gaziemir vakası, Türkiye’nin çevre ve halk sağlığı politikalarındaki ciddi eksikliklerin bir simgesi olarak varlığını sürdürüyor.

    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıAbhazya’da Halk Ayaklanması: Parlamento Binası İşgal Edildi
    Sonraki Yazı Filistin Direnişinin Simgesi Devrimci George Abdullah 40 Yıl Sonra Özgürlüğe Kavuşuyor

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Eskişehir’de Siyanürlü Altın Madeni ve Termik Santral Projelerine Karşı Direniş Sürüyor

    13 Nisan 2025, 21:48

    Okyanuslardaki Coca-Cola plastik atıklarının 2030 yılına kadar yılda 602 milyon kilograma ulaşması bekleniyor

    1 Nisan 2025, 19:57

    Marmaris’te Hukuk Hiçe Sayılıyor: Mahkeme Kararlarına Rağmen İnşaat Devam Ediyor!

    25 Mart 2025, 15:36
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.