Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04

    Tebeşirle Yazılmış Bir Başkaldırı

    14 Nisan 2025, 22:38
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Hiçbir Biber Gazı Umutsuzluğun Gözyaşları Kadar Acı Veremez*

    Hiçbir Biber Gazı Umutsuzluğun Gözyaşları Kadar Acı Veremez*

    D. Şener YıldırımD. Şener Yıldırım27 Mart 2025, 14:15
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Sokaklar yine kalabalık, yine haykırışlarla dolu. Gençlerin sesleri, haksızlığa karşı yükselirken, burunlarımızı yakan biber gazından çok, kalplerimizi dağlayan bir gerçek var: Umutsuzluk. Hiçbir biber gazı, umutlarını kaybetmiş bir gencin döktüğü gözyaşı kadar acı veremez. Çünkü biber gazı bir anlık yakar, ama umutsuzluk bir ömür boyu sürer.

    Bu ülkede sokağa çıkmanın bedeli ağır.

    Bunu en iyi, geleceğinden çalınan gençler biliyor. Her yeni mezun, çantasındaki diplomanın sadece bir kağıt parçası olduğunu fark ettiğinde, her yeni iş arayan, emeğinin yok sayıldığını anladığında, her yeni seçmen, oyunun hiçbir şeyi değiştirmediğini gördüğünde umut biraz daha eriyor. Bugün bir çok gencin yegane hayali, bu topraklardan gitmek. Burada kalarak var olamayacağını, emeğinin karşılığını alamayacağını, hayallerinin duvarlara çarpacağını bilerek yaşıyorlar.

    Ancak artık umutsuzluk sessiz kalmıyor.

    İnsanlar, hakları için sokaklara dökülüyor. Son olarak Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, toplumda büyük bir öfke dalgası yarattı. İstanbul’un seçilmiş belediye başkanının cezalandırılması, demokrasiye yönelik ağır bir darbe olarak görüldü. İnsanlar meydanları doldurdu, adalet talep etti, susmamaya yemin etti. Polis barikatları kuruldu, biber gazı sıkıldı, ama öfke dinmedi. Çünkü mesele artık yalnızca bir siyasi figür değildi; mesele halkın iradesinin hiçe sayılması, adaletin ayaklar altına alınmasıydı.

    Her Nesil Daha İyi Bir Hayat Yaşadı, Şimdikiler Hariç

    Bundan önceki her nesil, anne babasından daha iyi şartlarda yaşamayı başardı. Kendi çocuklarını daha iyi bir geleceğe taşımak için çalıştı. Ancak bugünkü gerçeklik bambaşka. Şu anki kuşak, anne babasından daha kötü şartlarda yaşıyor. Ekonomik kriz, adaletsizlik, hak gaspı, sosyal çöküntü ve baskı ortamı, gençliği soluksuz bırakıyor. Ne sokakta güven içinde dolaşabiliyorlar, ne ev sahibi olabiliyorlar, ne güvenli bir işe sahip olabiliyorlar, ne de özgürce yaşayabiliyorlar.

    İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesinin ardından İstanbul Üniversitesi’nde küçük bir öğrenci grubunun başlattığı protestolar bir isyan dalgasına dönerek her geçen gün biraz daha büyüyor. Gençler artık sadece irade gaspına ve ekonomik sıkıntılara değil, akademik özgürlüklerin yok edilmesine de karşı duruyor. Rektör atamalarındaki kayırmacılık, bilimsel özerkliğin hiçe sayılması, kampüslerdeki baskı ortamı üniversiteleri ayakta kalmaya çalışan birer direniş alanına çevirdi. Son protestolar ve boykotlarla gençler, seslerini daha güçlü duyurmaya çalışıyor. Derslere girmeyerek, amfileri terk ederek, meydanlarda birleşerek kendi geleceklerine sahip çıkmaya çalışıyorlar.

    Bir zamanlar ‘çalışırsan başarırsın’ denirdi. Şimdi ise ne kadar çalışırsan çalış, torpilin yoksa, ekonomik durumun yeterli değilse, sisteme ayak uyduramıyorsan kaybediyorsun. Kendi emeğinle hayatta kalmak, nefes almak kadar zorlaştı.

    İşte bu yüzden sokaktalar.

    İşte bu yüzden protesto ediyorlar.

    Hak ettikleri bir yaşamı talep etmek için.

    Duyulmazsa bağırarak, görülmezse duvarlara yazarak, susturulursa yeniden konuşarak. Çünkü her kuşak, kendisinden sonraki kuşak için mücadele etti. Ve bu dönemin gençliği de, en azından kendisinden sonrakiler için daha iyi bir dünya bırakabilmek için direniyor.

    Onların sesi kesildiğinde hepimizin sustuğunu unutmamak gerek.

    (*) Başlıktaki bu söz ODTÜ’lü bir öğrenciye aittir

    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıÜniversitelerde Boykot ve Protestolar Dördüncü Gününde
    Sonraki Yazı İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda 50 Akademisyenin Görevine Son Verildi

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45

    1 Mayıs: Bu Topraklarda Emek, Direniş ve Unutulan Umut

    1 Mayıs 2025, 12:04
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.