Bilim insanları 1990’larda 14 aylık bebeklerdeki dil gelişimini incelemek için kullanılmış bir deneyle kedilerin dil yeteneklerini test etti. Japonya’daki Abazu Üniversitesi’nden bilişsel bilimci Saho Takagi Science dergisine yaptığı açıklamada, “Bulgulara çok şaşırdım. Kediler insan konuşmalarını dinleyebiliyor ve herhangi bir özel ödül odaklı eğitim olmadan kelimeleri anlayabiliyor,” dedi.
Kediniz dilinizi öğrenmemiş olsa bile, büyük olasılıkla kelimelerinizi öğreniyordur. Hayvanlar, tıpkı insan bebekleri gibi, herhangi bir özel eğitim almadan, sadece bizi dinleyerek temel insan dili becerilerini kazanıyor gibi görünüyor. Scientific Reports’ta bu ay yayınlanan bir araştırmaya göre, kediler görüntüleri kelimelerle ilişkilendirmeyi bebeklerden bile daha hızlı öğreniyor. Bu da demek oluyor ki, aksi yöndeki tüm görünümlere rağmen, sinsi kedi dostlarımız aslında söylediklerimizi dinliyor olabilirler.
Bilim insanları son 5 yılda kedilerin insan diline nasıl tepki verdiği hakkında pek çok şey keşfetti. 2019 yılında Tokyo’daki bir ekip, kedilerin isimlerini “bildiklerini”, başlarını ve kulaklarını belirli bir şekilde hareket ettirerek onlara yanıt verdiklerini gösterdi. 2022’de aynı araştırmacılardan bazıları, hayvanların insan ve kedi aile üyelerinin fotoğraflarını kendi isimleriyle “eşleştirebildiklerini” gösterdi.
Azabu Üniversitesi’nde karşılaştırmalı bilişsel bilimci ve 2022 çalışmasının bir üyesi olan Saho Takagi, “Çok şaşırdım, çünkü bu, kedilerin herhangi bir özel ödül temelli eğitim olmadan insan konuşmalarına kulak misafiri olabileceği ve kelimeleri anlayabileceği anlamına geliyordu” diyor.
Bebekler İçin Tasarlanmış Kelime Testi Uyguladılar
Bunu öğrenmek için Takagi ve bazı eski ekip arkadaşları, 23’ü kedi kafelerinde sahiplendirilen 31 yetişkin evcil kediye, insan bebekler için tasarlanmış bir tür kelime testi uyguladı. Bilim insanları her bir kediyi bir dizüstü bilgisayarın önüne oturttu ve hayvanlara 9 saniyelik iki animasyon çizgi film görüntüsü gösterirken, bakıcılarının uydurma bir kelimeyi dört kez söylediği ses parçalarını yayınladı. Araştırmacılar, ekranda büyüyen ve küçülen mavi-beyaz bir tek boynuzlu at belirirken “keraru” ya da kırmızı yüzlü bir çizgi film Güneşi büyüyüp küçülürken “parumo” gibi anlamsız kelimeler çaldılar. Kediler bu sekansları sıkılana kadar izledi ve duydu; bu da ekranla göz temasının %50 azalmasıyla anlaşıldı
Daha sonra, ekip hayvanlara kısa bir mola verdi ve ardından görüntüleri ekranda dört kez daha çalıştırdı. Ancak bu turda bir değişiklik vardı: Görüntülerin yarısında “yanlış” ses kelimesi vardı – Güneş için keraru ve tek boynuzlu at için parumo.
Takagi, kedilerin bu tür yanlış kelimeleri duyduklarında ekrana bakmak için ortalama %33 daha fazla zaman harcadıklarını, bunun da orijinal kelimeleri görüntülerle ilişkilendirmeyi öğrendiklerinin bir işareti olduğunu söylüyor. “Hatta bazı kediler ‘değiştirildi’ koşulunda göz bebekleri büyümüş halde ekrana baktı” diyor. “Deneye ne kadar ciddiyetle katıldıklarını görmek çok hoştu.”
Deney Bebeklerin Daha Yavaş Olduğu Anlamına Gelmiyor
British Columbia Üniversitesi’nde gelişim psikoloğu olan Janet Werker, yine de sonuçların insan bebeklerin kelimeleri öğrenmede kedi dostlarımızdan daha yavaş olduğu anlamına gelmediğini söylüyor. Kedi testi, kendisi ve meslektaşlarının 1990’ların sonunda bebekler için tasarladıkları testten örnek alınmış olsa da, yöntemlerde hala önemli farklılıklar var. Örneğin Takagi’nin çalışmasındaki kediler, kendi bakıcıları tarafından oldukça abartılı bir şekilde konuşulan üç heceli kelimeleri duyarken, bebekler yabancı bir sesle çeşitli tonlamalarda söylenen tek heceli kelimeleri duydular.
Çalışmada yer almayan Viyana Üniversitesi’nden bilişsel araştırmacı Shany Dror, verilerin köpeklerdeki kelime öğrenimi ile doğrudan bir karşılaştırmaya izin vermediğini söylüyor. Sahipleri köpeklerinin ortalama 89 kelime bildiğini bildiriyor ve Dror’un kendi çalışmaları “yetenekli kelime” köpeklerinin yeni kelimeleri hızla öğrendiğini, haftada 12 yeni kelime öğrenebildiğini ve bunları en az 2 yıl boyunca hatırlayabildiğini gösteriyor. Ancak bu bulgular, kedilerin genellikle yapmaktan hoşlanmadığı bir şey olan getirip götürmeye dayanan sahip anketleri gibi çok farklı bilimsel düzeneklerden de kaynaklanmaktadır.
Takagi, kedilerin bu kelime ilişkilendirmelerini herhangi bir eğitim ya da ödül vaadi olmaksızın öğreniyor görünmesinin, bebeklerin dil öğrenmesi gibi kritik olduğunu söylüyor. Ancak Dror için diğer türlerle yapılan karşılaştırmaların pek önemi yok. “Asıl önemli olan bunu yapıyor olmaları” diyor. “Ve benim için en ilginç kısmı da bu.” (Science)