Menüyü Kapat
AykırıAykırı
    Çok Okunanlar

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Göz Dönmüşlük ve Sessizlik Arasında Savaşın Gerçek Yüzü

    13 Haziran 2025, 11:36

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    1 Mayıs 2025: Cop, Gaz, Ters Kelepçe!

    1 Mayıs 2025, 18:45
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Facebook X (Twitter) Instagram
    AykırıAykırı
    • Gündem
    • Toplum
    • Kadın
    • Ekoloji
    • Analiz
    • Söyleşi
    • Yazılar
    • Seçmeler
    • Kitap
    AykırıAykırı
    Anasayfa » Gençler Neden mi Evlenmiyor?.. Sana Ne?

    Gençler Neden mi Evlenmiyor?.. Sana Ne?

    D. Şener YıldırımD. Şener Yıldırım12 Aralık 2024, 14:21
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Geçtiğimiz günlerde Bilecik’te düzenlenen “Ailede Sorumluluk Bilinci” konferansında, gençlerin evlilik kararlarından kaçınmaları üzerine dikkat çekici açıklamalar yapıldı. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen, “Yanardağdan püsküren lavlar gibi bir akımla karşı karşıyayız” diyerek bu durumu adeta bir toplumsal tehdit olarak tanımladı.

    Bu ifadeler beni düşünmeye sevk etti. Gerçekten gençler neden evlenmiyor?

    Bu durum, konferansta dile getirildiği gibi sadece sorumluluktan kaçınma mı, yoksa daha derin sorunlar mı var?

    Bu Bir Sorun İse Sorunun Gerçek Kaynağı Ne?

    Öncelikle, gençlerin evlilik kararlarını ertelemeleri ya da bu konuda isteksiz davranmalarının sebepleri çok boyutlu. Günümüzde ekonomik krizler, artan yaşam maliyetleri, konut sorunu ve kariyer kaygıları gibi çok sayıda faktör, gençlerin önceliklerini değiştiriyor.

    Bir düşünün:

    Asgari ücretle çalışan bir genç, kira, faturalar ve temel yaşam giderlerini karşılamaya çalışrken evlilik gibi uzun vadeli bir bağlılık için nasıl plan yapabilir?

    Bu sorunu anlamadan, gençleri “sorumluluktan kaçınmakla” suçlamak haksızlık olmaz mı?

    Ayrıca, evlenmeden bir yaşam ortaklığı kurmayı tercih eden gençler de var. Bu, bireylerin hayatlarının kontrolünü ellerinde tutma ve toplumsal beklentilere uymadan özgürce yaşama arzusunu gösteriyor. Bu tercihlerin bir sorun olarak görülmesi yerine, toplumsal çeşitliliğin bir parçası olarak kabul edilmesi daha anlamlı olurdu.

    “Güzel Aile” ve Tek Tip Ahlak Dayatması

    Konferansta bir diğer dikkat çeken nokta, “güzel ahlaklı ailelerin kurulmasının” toplumsal bir öncelik olarak vurgulanmasıydı. Ancak bu “güzel ahlak” tanımı, bireylerin çeşitli dini, kültürel ve sosyal bağlamlardan gelen ahlaki değerlerini yok sayıyor.

    Toplumun her kesimi için tek bir ahlak anlayışının dayatılması, bireysel özgürlüklere aykırı bir yaklaşım. Bugün insanlar, geleneksel ahlak çerçevelerinin ötesinde, kendi hayatlarına uygun bir yaşam tarzı oluşturma hakkına sahip olmalı.

    Gençlerin Tercihlerini Anlamak

    Gençlerin evlilikten kaçınmasının sebebi sadece bireysel değil, toplumsal bir dönüşümün parçası. Geleneksel aile yapısına olan bakış açısı, özellikle bireyselleşme ve özgürleşme akımlarıyla birlikte değişiyor.

    Evlilik, artık eskisi kadar bir “kutsal kurum” olarak algılanmıyor. Bu değişimi yargılamak yerine anlamaya çalışmak, daha yapıcı bir yaklaşım olmaz mıydı?

    Gençlerin taleplerine ve beklentilerine kulak vermeden, üstten bir yaklaşımla kendine göre bir çözüm üretmeye çalışmak da neyin nesi?

    Bunu da mı en iyi siz bilirsiniz?

    Daha Kapsayıcı Bir Yaklaşım Mümkün mü?

    Bu tür konferanslarda genellikle tek bir perspektif üzerinden tartışmalar yürütülüyor. Katılımcı profiline baktığımızda, çoğunlukla dini liderler ve kamu yöneticilerinin yer aldığını görüyoruz. Ancak toplumun bu kadar çeşitli sorunları varken, sosyologlar, psikologlar ve ekonomistler gibi farklı disiplinlerden uzmanların da bu tür etkinliklerde bulunması gerekmez mi?

    Her şeyden önce konunun öznesi olan gençlerin orada olması gerekmez mi?

    Bunlar olmadan gerçekleştirile tartışmalarda elde edilen sonuçlar için “Buyrun! çok istiyorsanız kendiniz yapın, sizi tutan yok! Yeter ki bize karışmayın!” demezler mi

    Her Şey Değişiyor

    Toplumlar, değişen dünya koşullarına uyum sağlamak zorunda. Gençlerin evlilik kararlarında yaşanan değişim, eleştirilmesi gereken bir durum değil, çok daha derin köklere sahip bir toplumsal dönüşümün bir sonucu. Bu dönüşümü anlamak ve buna uygun çözümler üretmek için gençleri eleştirmek yerine dinlemek çok daha etkili bir yol olurdu.

    “Yanardağdan püsküren lavlar” gibi abartılı metaforlarla gençleri damgalamak yerine, onların çıkar sağlandığı noktaları anlamaya çalışmalıyız. Toplumun geleceğini şekillendirecek olan bu gençler, farklı bir dünya görüşü ve yaşam tarzıyla karşımıza çıkıyorlar. Bu dönüşüm, onların daha fazla bireysel özgürlük, eşitlik ve adalet arayışını yansıtıyor olabilir.

    Bu nedenle, gençlerin evlilikten uzak durma veya evlenmeden bir yaşam kurma tercihlerini anlamak için empati kurmak önemli. Onların içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve psikolojik koşulları analiz etmeden, yalnızca geleneksel değerlere dayalı bir yaklaşım benimsemek, büyük bir kesimi dışlayan bir tutum olur.

    Günümüz dünyasında, aile kurumunu yeniden tanımlamak ve bu kurumu bireylerin ihtiyaçlarına uygun şekilde şekillendirmek mümkün. Belki de gençler, daha eşitlikçi ve karşılıklı anlayışa dayalı ilişkiler inşa etmek istiyorlar. Bu bağlamda, onları cesaretlendirecek, destekleyecek ve anlayacak bir toplumsal yaklaşım geliştirmek gerekiyor.

    Gençlerin tercihlerini anlamadan, onları dinlemeden yapılan her eleştiri, yalnızca bir ses yankısından ibaret olur.

    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki YazıGüngören’de bina çöktü! Çok sayıda ekip sevk edildi
    Sonraki Yazı Filtresiz Çalışan Termik Santraller Nedeniyle Soma’da Halk Zehir Soluyor

    Bunlar da ilginizi çekebilir

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Göz Dönmüşlük ve Sessizlik Arasında Savaşın Gerçek Yüzü

    13 Haziran 2025, 11:36

    Bir Gülüş Gitti, Bir Direniş Kaldı Ardında

    3 Mayıs 2025, 21:49
    YAZARLAR
    D. Şener Yıldırım

    D. Şener Yıldırım

    Zafer Diye Bir Şey Yok, Yalnızca Mezarlıklar Var

    20 Haziran 2025, 14:37

    Asiye Karahan

    Asiye Karahan

    Adaletin Maskesi Düştüğünde: Sacco ve Vanzetti’nin Sessiz Çığlığı

    9 Nisan 2025, 22:40

    Ceren Çilli

    Ceren Çilli

    “Bir Duvara Yaslandım ve Ağladım”

    8 Nisan 2025, 23:28

    Deniz Özel

    Deniz Özel

    Barikatların Ardında Üç Ses: Michel, Clément ve Courbet

    7 Nisan 2025, 00:13

    Haşmet Demirel

    Haşmet Demirel

    Neo-Liberal Taşların Döşediği Faşist Ruh

    27 Mart 2025, 17:57

    • Facebook
    • Twitter (X)

    Analiz ve Yorum

    Umut Maskesi Altında Sınıfsal Tasfiye

    3 Mayıs 2025, 13:29

    Barcelona 1936: Bir Şehir Nasıl Anarşistleşti?

    7 Nisan 2025, 21:48

    Kamu Vicdanına Çağrı: Boykot!

    1 Nisan 2025, 20:13

    Direniş Karnavalları: Geziden Üniversite İsyanlarına Anti Otoriter Sol

    1 Nisan 2025, 19:15
    Aykırı
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest YouTube
    • Aykırı
    • Yayın Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Bize Katılın
    • İletişim
    Uygulama Fikir Meclisi tarafından geliştirilmiştir

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.